Hürrem

Bu sayfa Hurrem.Net web sitesi adı ile muhteşem yüzyıl dizisinin yayınlandığı dönem açıldı. Hürrem Sultan ve Kanuni Sultan Süleyman dönemi ile akalı konular yer almaktadır.

Dizi içersinde yer alan olaylara farklı bakış açıları sunmakta. Ve gerçek tarihi bilgiler içermektedir.

O dönem dizinin de etkisi ile kitlenin sık merak ettiği önemli olay ve konuları üzerine yazılar yayınladık. Yüzbinlerce ziyaretçiyi bu sayfa altında ağırladık

Muhteşem Süleyman..

Aziz İstanbulumuzun en güzel camilerinden birisi de Süleymaniye Camii Şerifi’dir..
1551-1558 yılları arasında Mimar Koca Sinan tarafından Kanûnî Sultan Süleyman adına yapılmıştır ve gerçekten mimari bir şahaserdir..
Kanûnî Sultan Süleyman.. Büyük bir padişah, fadıl bir zat, kâmil bir Müslümandır..
Süleymaniye Camiinde, ulu padişah Hakkın rahmetine kavuştuğu vakitten günümüze kadar farz namazları öncesi ruhuna dualar gönderilir.. Müezzinler; “Sahibül Hayrad Vel Hasenad, Cennetmekân, Firdevs-i Aşiyan, Ebül Fethi Vel Megazi Sultan Süleyman Han Aleyhirrahmeti Vel Gufran Hazretlerinin ruhu için, Fatiha!..” diyerek dua ederler..

Ecdada hakaret

Bir özel televizyon kanalında gösterilen malum dizi, ecdadına hayranlık duyanlar için hayal kırıklığına sebep oldu. Öncelikle padişahın tipi tuhafıma gitti. Yapımcılar hiç mi tarih kitabı okumamışlar. Bırakın okumayı, internette arama motorlarından görsel arama yaptığınızda karşınıza yüzlerce Kanuni fotoğrafı çıkar. Ancak dizideki gibi kirli sakallı, açık alınlı biri ile karşılaşmazsınız. Her zaman ihtişam kelimesiyle beraber anılan bir sultan daha vakur olmalıydı.

İkinci ve en önemli tuhaflık, padişahın kadın düşkünü, şehvetinin esiri biri olarak lanse edilmesi. Avrupalıların bile “Muhteşem Süleyman” dediği, heykelini diktiği tarihimizin en ihtişamlı sultanlarından birini; günümüzün bayağı insanları gibi şehvet müptelası olarak anlatmak. Bu, ecdadın manevi şahsiyetine hakarettir.

Kanuni devri

Osmanlı, fethettiği yerleri asla sömürmedi. Almadı. Hep verdi. Bu yerlere yatırım yaptı. İngilizler, Vehhabilere altın vermek suretiyle İstanbul’dan Medine-i Münevvereye uzanan demir yolunun raylarını söktürdüler. İstasyonları tahrip ettirdiler.

Kaldı ki o tarihte petrol yok idi. Bazı Türk düşmanlarının Arap ülkelerini sömürdünüz şeklindeki sözleri iftiradır. O tarihte kum tepelerinden başka bir şey yoktu.

Yavuz Sultan Selim bu mübarek topraklarda iken Hakim-ül Haremeyn (Mekke ve Medine’nin hâkimi) denilmesine itiraz etmiş ve “Hizmetkârı” denilmesini istemiştir.

‘Muhteşem Yüzyıl’da göze takılanlar

Tarihî filmlerin tarihi sevdirerek öğrettiğine şüphe yok. Bu işte en ileri olan da bence İngilizlerdir. 1950’lerde parlak Hollywood prodüksiyonlarını da yabana atmamak lâzım. Biz maalesef bu hususta geriyiz.

Geçenlerde çok konuşulan Muhteşem Yüzyıl dizisine de bu cihetten bakılacak olursa söylenecek bazı şeyler var. Günlerdir hakkında o kadar konuşuldu ki seyredince bir bardak suda fırtına koparıldığı hissine kapılıyorsunuz. Ama menfi reaksiyon gösterenleri de mazur görmek lâzımdır.

Gözü kara sultan Genç Osman

Hotin Savaşı ile Osmanlılar istediklerini fazlasıyla alırlar. Bir kere Kanuni devri sınırları esas olmak ve hudut boylarındaki Leh kaleleri yıkılmak kaydıyla bir anlaşma imzalar, ayrıca Hotin’e de sahip olurlar. Lehistan eskiden olduğu gibi Kırım Hanı’na bağlanır ve Polonyalılar 40.000 düka altın vergi vermeye razı olurlar.

Bu küçümsenemeyecek bir zaferdir ama Genç Osman dahasını arzular. Gelgelelim bu askerle ve bu komutanlarla sefere çıkılmaz. Zira yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz...

Şehzadeleri hayata ‘LALA’ hazırlardı

Mum dibine ışık vermez kâidesince, Selçuklu ve Osmanlılarda şehzadelerin terbiyesi, kendinden yaşça büyük, usul-erkân bilir, kültürlü kimselere tevdi edilirdi

Mum dibine ışık vermez sözü meşhurdur. Bunun içindir ki eskiden âlimler çocuklarını okuması için başka bir âlime göndermiş; hükümdarlar çocukları için lalalar vazifelendirmiştir. Çocuğun ev hâliyle gördüğü babasından istifade edememesi bir yana, vaktiyle büyüklerle çocuklar arasında devamlı muhafaza edilen mesâfe ve edeb kâideleri de babanın çocuğuna faydalı olmasına imkân vermezdi. Bunun istisnası belki esnaf ve çiftçi çocuklarıdır. Herkesin baba mesleğini yapmak zorunda olduğu bir devirde, bunlar biraz da mecburen usta-çırak münasebeti çerçevesinde babasından hem iş, hem de edeb öğrenirdi. Mamafih esnaf arasında da çocuğunu başka bir usta arkadaşına çırak veren babalar da az değildi.

Tarih bilgisi eksikliği filmleri başarısız yapıyor

Özel bir televizyon kanalında yayınlanan "Muhteşem Yüzyıl" isimli dizinin ardından başlayan tartışmalar, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki harem ve padişahların yaşamlarını yeniden gündeme getirdi.

Fatih Belediyesi'nin organize ettiği "Muhteşem Kanuni Asrı" isimli sempozyuma katılan tarihçiler Kanuni dönemini ve haremi tartıştı.

Film yapımcılığı konusunda tarihî bilgi sahibi olmanın ortaya konulan eseri başarılı ya da başarısız kılabileceğini söyleyen tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Son dönemde yapılan filmlere bakıldığında yakın zamanları anlatan filmler daha başarılı, eski dönemleri anlatan filmler ise daha başarısız." dedi.

Akgündüz'den Haremle ilgili Zaman'a konuştu

Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Ahmet Akgündüz: “Hürrem Sultan, Hoca Sadettin Efendi’nin bir eserini bir gecede bitirebilecek kadar parlak bir zekâya sahipti”

Muhteşem Yüzyıl dizisine bir tepki de Hollanda’dan geldi. Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Ahmet Akgündüz, “Harem konusunda asıl üzüldüğümüz nokta ülkemizde yetişen Cumhuriyet dönemi yazarlarının da, belgelere dayalı bir ilmî araştırma yapmak yerine, yabancı yazarları aratmayacak şekilde ve onların yazdıklarını yahut çizdiklerini aynen taklit ederek yazılar kaleme almalarıdır. Bunların tamamı da doğru olmayan bilgilerdir.” açıklamasında bulundu. Akgündüz Zaman Benelux’e önemli açıklamalarda bulundu.

Aslı Sancar: Osmanlı kadını bilinçliydi



Evlendikten sonra Müslüman olan Sancar başörtüsüyle ilk defa Türkiye'ye gelince karşılaşmış. Sancar, Osmanlı kadınını incelemek ve onları tanımak için epeyce çaba göstermiş.

Üniversitedeyken tanıştığı Türk ile evlenen Aslı Sancar, o güne kadar ne Müslümanları tanıyordu ne de başörtülü birini görmüştü. Evlendikten sonra Müslüman olan Sancar başörtüsüyle ilk defa Türkiye'ye gelince karşılaşmış. Sancar, Osmanlı kadınını incelemek ve onları tanımak için epeyce çaba göstermiş. Kaynak kitap özelliğini taşıyan Ottoman Woman kitabını da bu araştırmalardan sonra kaleme aldı. Sancar ile hayatını ve kitabını konuştuk.
Osmanlı kadını bilinçliydi, bugün kadınlar haklarından habersiz

Amerikalı Yazar Aslı Sancar: "Harem Miti, Osmanlı Kadınına Yapılan Haksızlık"

Ottoman Women kitabını kaleme alan İngiliz edebiyatı uzmanı Amerikalı yazar Aslı Sancar zihinlerde yerleşmiş olan Harem algısının bir ‘mit’ olduğunu söylüyor. Işık Publishing tarafından yayınlanan ve Amerika’da binlerce yayınevinin katıldığı Benjamin Franklin onuruna düzenlenen yarışmada, Tarih/Politika alanında birincilik ödülüne layık görülen Ottoman Women kitabı çerçevesinde Aslı Sancar’la beraber ‘asri birer seyyah olup’ Harem Humayun’da gezindik. 

Osmanlı döneminde kadınlar, erkeklere açtıkları davaların yüzde 77’sini kazandı 

Geçtiğimiz günlerde kültür dünyamız adına mutlu edici bir haber aldık. Amerika’da düzenlenen, yılın en iyi eserlerinin belirlendiği Benjamin Franklin ödülleri, bu yıl da yapılan törenle sahiplerini buldu. “Ottoman Woman: Myth and Reality” yani Türkçe ismiyle ‘Osmanlı’da Kadın’ isimli eser, tarih/politika kategorisinde birincilik ödülüne layık görüldü.

İşte 'Hürrem Sultan' ve 'Caroline' nin maaşları

İşte rekor kıran yerli dizilerin yerli oyuncuları ve yurtdışından gelen oyuncularının aldığı ücretler...

Vatan gazetesinin haberine göre; yerli kadın oyuncular bölüm başına aldıkları ücreti artırınca yapım şirketleri çareyi yurt dışından oyuncu transfer etmekte buldu.

Bunun son örneği ise "Muhteşem Yüzyıl"da "Hürrem Sultan"ı canlandıran Alman asıllı Türk oyuncu Meryem Sahra Userli (27) ile "Öyle Bir Geçer Zaman Ki" dizisinde "Caroline"i oynayan Wilma Elles (27) oldu. İki Alman asıllı oyuncunun, Beren Saat ve Tuba Büyüküstün gibi oyuncuların aksine rol aldıkları dizilerden bölüm başına makul rakamlar kazandığı ortaya çıktı.

Osmanlı Sultanları Ve Halifeleri

Bazı İslamcılar; Osmanlıyı, Osmanlı Padişahlarını, Osmanlı Halifelerini sevmezler. Onlarda İranî tesirler, esintiler vardır.

Vehhabîler, Osmanlıdan nefret ederler. Osmanlıları Müslüman bile saymazlar. Osmanlı Şeriat ile tasavvufu ve tarikatı birlikte yaşamış bir sistem kurmuştur. Vehhabilere göre, tarikat, tasavvuf şirktir, küfürdür; tarikat evliyası evliyauşşeytandır.

Bir kısım Arap aktivist İslamcıları da, Osmanlıdan hoşlanmaz.

Ehl-i Sünnet Müslümanları Osmanlıyı, Osmanlı Sultanlarını ve Halifelerini çok sever ve onlara rahmet okur. Bilhassa Halife-i Müslimîn Sultan Abdülhamid-î Sanî Hazretlerini şükran ve minnetle anarlar.

Türkiye'deki Sünnî çoğunluk Osmanlıyı, Padişahları, Halifeleri, Osmanlının İslam uygulamasını beğenir ve tutar.

Barbar Türk dedirtmek için...

İlk bölümü yayınlanan ‘Muhteşem Yüzyıl' dizisi büyük tartışmalara neden oldu. Tarihçiler, “Dizi Osmanlı'ya önyargılı olanların ekmeğine yağ sürüyor, hafızalara yanlış bilgiler sevk ediliyor” eleştirisini yapıyor...


Senaryosu Kanuni Sultan Süleyman ve dönemindeki saray ve harem yaşantısına odaklanan ‘Muhteşem Yüzyıl'ın fragmanlarıyla başlayan tartışmalar, dizinin ilk bölümünün yayınıyla şiddetlendi. Tarihçiler ve bazı politikacılar, dizinin Kanuni'ye, Saray yaşantısına, sarayda Sultan'a uzanan hiyerarşik ilişkileri ve özellikle Harem'i ele alış şeklini ‘gerçeklerden uzak', ‘oryantalist', ve ‘sorumsuzca' buldu.

BARBAR TÜRK DEDİRTMEK İÇİN

Entrika'nın olduğu yerde KANUNİ asla olamaz!


Entrika, hile, yalan, dolan, insanları kandırma, dedikodu, gıybet ve iftira.. İç içe girmiş kötü karakterler. Ve bunlara karşı duran sevgi, saygı, adalet, hürmet, değer verme, disiplin, kural, kanun ve hukuk.

Asla Entrika ile KANUN bir araya gelemez. Entrikanın olduğu yerde kanunlar yok olur. Hukuk bozulur. Adalet yok olur. Kanunların hüküm sürdüğü yerde entrika barınamaz ve mutlaka çuvallar.

Hiç bir entrika olmasın ki kanunlar karşısında çuvallamadan durabilsin. Mutlaka patlak verir ve cezasını çeker.

Fatih'e istanbul'un fethi ile fatih dedirten meziyet kanuni'ye de kanunların uygulanması ve öz çocugu bile olsa pirim verilmemesi KANUNİ dedirttirmiştir!

Prof Ortaylı, son zamanlarda yayınlanan Sultanlı romanlara dikkat çekti

Son yıllarda birbiri ardına yayınlanan “Safiye Sultan”, “Nakşidil Sultan”, “Hürrem Sultan” gibi romanları değerlendiren Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İlber Ortaylı, özellikle yabancı kadın yazarların kaleme aldığı bu romanları, “ikinci sınıf yazarların yazdığı kötü romanlar” olarak nitelendirdi.