Hürrem

Bu sayfa Hurrem.Net web sitesi adı ile muhteşem yüzyıl dizisinin yayınlandığı dönem açıldı. Hürrem Sultan ve Kanuni Sultan Süleyman dönemi ile akalı konular yer almaktadır.

Dizi içersinde yer alan olaylara farklı bakış açıları sunmakta. Ve gerçek tarihi bilgiler içermektedir.

O dönem dizinin de etkisi ile kitlenin sık merak ettiği önemli olay ve konuları üzerine yazılar yayınladık. Yüzbinlerce ziyaretçiyi bu sayfa altında ağırladık

Beyin göçünün osmanlıca kod adı: DEVŞİRME


Devşirme konusunda yazıp çizen çok oldu. Osmanlıyı tamamen ele geçirdikleri yönetime hakim oldukları vs. vs.

Fakat aynı kişilere bugün Türkiye'ye beyin göçü olsa diye sorulsa en ön saflarda alkış tutarlardı! Beyin göçü nedir? Yabancı sermaye nedir? Yatırım nedir? TV leri açtığınızda bakınız iki yabancı sermaye geldi diye insanlar bayram ediyor. Biri parasal diğeride düşüncesel!

Osmanlı ilk kuruldugu andan itibaren en büyük yatırımını Beyin Göçü üzerine yapmıştır. Zaten yerli türk halkı osmanlı'nın kurduğu medrese ve eğitim yuvalarında eğitimden geçiriliyor ve türk kültürüne sahiplerdi. Ancak farklı toplumlardan olan zeki ve çalışkan cocukların tamamen türk kültürü ile yetişmeleri mevcut medrese ortamları dönemin şartları çerçevesinde yeterli değildi. Dışlanma ve yeteri kadar entegrasyon gerçekleşmemesi nedeni ile panzehir beklenirken ZEHİR olabilirlerdi.

ENDERUN ve HAREM üniversiteleri bu amaçla kurulmuştu. Bugün bu isimlerin bu kadar çok bilinmesi bizzat sarayın kontrolünde olmasındandır. Fakat osmanlı da sadece enderun yoktu! Bugün gördüğünüz her ihtişamlı osmanlı camilerinin avlularında bahçelerinde bir de enderun kadar güçlü eğitim yuvaları mevcuttu. Birilerin maksadı bağcı döğmek olunca onları görmek istemiyorlar

Her neyse..

Harem ile Haram'ı daha çok kafirler karıştırır!


Harem ile haram en çok karıştırılan iki terim.

Harem, aile hayatı, özel hayat, kötü niyetlilerden korunan yer!

Haram ise Allah'ın izin verdiği ölçünün dışına çıkmaktır.

Harem, özellikle cinsel yaşam ve özel aile hayatı için kullanılmakta. Ve tarihe damga vuran "Haremlik" "Selamlık" uygulamasının temelidir.

Her aile bir harem'dir. Her yuva bir haremdir. Mahrem bölge. Günümüz türkçe ile özel hayattır.

Harem, haramlardan korunmak için bir zırhdır. Haram ise o zırhın içindekine hedef almış zehirli bir oktur.

Yabancı kadınlara bakmak onlarla evliliğin dışında cinsel bir hayat sürdürmek HARAM bölgesidir. Kişinin kendi ailesi ile yaşadığı özel hayat HAREM bölgesine girer.

Fatih Sultan Mehmet Kimdir Hayatı

Kudret ve şahsiyet kaynakları ışığında:

Fatih kimdir!

Zülüfünün zencirine bend eyledi şahım beni;

Kulluğundan etmesin azad Allah'ım beni.

Fatih Sultan Mehmed

Zihniyeti ve tabiatı itibariyle hamleci bir ruh... Terakki ve tekamülden zevk alan bir hakan... Nefsini ehline teslim etmiş bir derviş... Tıpkıaskerî fetihleri gibi, ilim adına açtığı savaşta da bir şeyhler, dervişler, âlimler, edibler, sanatkârlar ordusu kurmuş ve bu kutlu orduya da serdar olmuştu.

Padişah hanımları hakkında bilgi

Bir kısım yazarlar padişahların harem hayatını bir sefahet ve gayr-ı meşru eğlence hayatı gibi takdim etmeye çalışmaktadırlar. Bunların dayandıkları mehazlar genelde Avrupalı gözlemcilerin, gezginlerin, düşünürlerin hayal ürünü eserlerdir.

Osmanlı Tarihinin ve özellikle hanedanın en çok tartışılan konuları arasında padişahların aile hayatı gelmektedir. Bir kısım yazarlar padişahların harem hayatını bir sefahat ve gayr-i meşru eğlence hayatı gibi takdim etmeye çalışmaktadırlar. Ancak bunların dayandıkları mehazlar genelde Avrupalı gözlemcilerin, gezginlerin, düşünürlerin hayal ürünü eserleridir. Haremdeki aile hayatına dair tasvirler Osmanlılar hakkındaki kitapların satışına çok açık bir biçimde yardımcı oluyordu. Bu sebeple bu tip anlatım ve tasvirler eserlerde abartılı bir biçimde yer bulabiliyordu. Nitekim günümüzde de bir padişahın hanımını konu edinen ve cinsel fanteziler üzerine kurulu romanlar daha fazla rağbet görebilmektedir.

Padişah kızları hakkında bilgi

İlk Osmanlı padişahlarının kızlarına hatun denilmekte iken Fatih Sultan Mehmed döneminden itibaren Sultan denilmeye başlanmıştır.
Sultan tabiri Osmanlı Padişahları' nın erkek evlatlarına, kızlarına, padişah validelerine hatta ailelerine kadar teşmil edilmiştir. Bu ünvanın Padişahların erkek çocuklarında ismin evveline kızların da ise ismin sonuna gelmesi adet olmuştu. Sultan Selim, Sultan Ahmed, Ayşe Sultan, Fatma Sultan vs. gibi. Sultan tabiri yanlız olarak kullanılırsa padişahın kıs çocukları kastedilmiş olurdu. Sultanların kız çocuklarına ise Hanım Sultan denir.

Yanlış tarih algısını düzeltmek yıllar alıyor

‘Rüyadan İmparatorluğa Osmanlı’ kitabıyla tanınan Osmanlı tarihçisi Dr. Caroline Finkel, tarihî meselelerin ciddiyetle ele alınması gerektiğini, aksi takdirde ortaya konulanın tiyatroyu andıracağını söylüyor.

BUNDAN BÜYÜK KERÂMET Mİ OLUR?


Sultan I. Ahmed’in kendisine büyük bir muhabbetle bağlı bulunduğu Aziz Mahmud Hüdayî, saraya davetli olduğu bir günde abdest alıyordu.

Hz. Hüdayî’ye abdest alırken suyunu bizzat sultan dökmüş, havlusunu da padişahın annesi (vâlide sultan) tutmuştu.

Vâlide sultan havluyu tutarken gönlünden “Hz. Şeyh’in bir kerâmetini görseydim” diye geçirmişti. Hz. Hüdayî de keşfen duruma muttali olunca:

“– Hayret, bâzı kimseler bizden kerâmet isterler. Cihan padişahı elimize su döküyor, vâlideleri havlu tutuyor. Bundan daha büyük kerâmet mi olur?” buyurmuştu.

VATANI KURTARMAK KİMİN VAZİFESİ


Bursa'yı Yunanlılar işgal ettiğinde, Pîr Emîr türbesine bakan türbedârın, türbeye bastonla dürtüp:

"Yâ Pîr!Bursa'yı Yunanlılar işgâl etti. Kalk kurtar" dediğini ve türbedârın gece rüyâsında Pîr Emîr hazretlerini görüp, Emîr'in kendisine:

"Behey ahmak!Vatanı düşmandan kurtarmak ölülerin değil, dirilerin üzerine düşer!"buyurup hışımla bir tokat akşettiğini ve türbedârın korku içinde uyandığında çenesinin yamulmuş olduğunu gördüğünü ve ölünceye kadar da çenesinin düzelmediğini... (Bİr Millet Uyanıyor, İst./1989, s. 10)

Biliyor muydunuz?

SEYDÎ ALİ REİS

Kânûnî devrinin büyük denizcilerinden olan Seydî Ali Reis, XVI. asrın başlarında İstanbul'da doğdu.

Rodos'un fethinden başlayarak (1522) donanmanın Akdeniz'deki bütün faaliyetlerine katıldı.

Barbaros Hayreddin Paşa'nın yanında Preveze'de Türk donanmasının sol kanat kumandanı idi. (1538)

Trablusgarb'ın (Libya) fethinde bulundu. (1551)

6 Aralık 1553 günü Halep'te iken Süveyş kapudanlığına getirildi. Ertesi gün Halep'ten hareket eden Seydî Ali Reis, 58 günde Bağdat yoluyla Basra'ya geldi. Bahar gelince 15 kadırgadan müteşekkil Türk donanmasını alarak denize açıldı.

9 Ağustos 1554 günü Basra Körfezi'nden çıkıp Umman Körfezi'ne girmek üzereyken, 25 kadırgadan ibâret Portekiz donanması ile karşılaştı. Bir kalyonunu kaybeden düşman donanması geri çekildi.

MİMARİNİN AŞAMADIĞI ZİRVE: SİNAN (RH.)

Mimarlığın dehası olarak tavsif olunan, yaptığı eserleri ile bütün dünyayı şaşkınlığa ve hayranlığa boğan Mimar Koca Sinan (r.a), geçen sene, "Uluslararası Mimar Sinan Kültür Sanat Haftası"çerçevesinde düzenlenen panellerle ilmî açıdan incelendi. İlim adamları yaptıkları konuşmalarda ortak olarak Mimar Sinan'ın, immarinin eşsiz bir dehâsı olduğunu belirttiler.

Prof. Dr.Mehmet Şahin, kültürümüzde Allah'ın rızâsına kavuşmak için mükemmel ve kusursuza ulaşmanın mühim bir yeri olduğunu, Mimar Sinan'ın da bu gaye ve maksat için yaptığı kusursuz ve mükemmel eserleri ile bu sâhada bir numara olduğunu kaydetti. Pro. Dr. Şahin;

"Mimar Sinan; aklı, matematiği, geometriyi ve ekonomiyi birlikte yoğurarak mimariyi zirveye ulaştırmış, bu âhenkle âdeta mimarinin şiirini yazmıştır"dedi.

Bu kadar saygısızlığa da pes yani

Muhteşem yüzyıl dizisi başladığı günden bu yana tepkilerle karşılaştı. Dizi ekibi masumane tavırlar takınıp belgesel çekmiyoruz ki diye mimareyi kılıfına sokmaya çalıştılar..

Ancak çalınan minare kılıfa sığmıyor. Tarihi şahsiyetlere yapılan terbiyesiz son hız devam ediyor.

Hürrem Sultan'ın tarihte UKRANYA'lı olduğu bile kesin ve net değilken dizi onun bir papazın kızı olduğunu ısrarla vurgulamakta. Ve daha da kötüsü daha öncesinde bir sevgilisinin olduğunu adının da leo olduğunu vurulamaktadır.

LEO bir den istanbulda peydah olur. Ve hürrem sultan ile karşı karşıya gelir..

Yerli diziler ve aile hayatımız

“Televizyon ve Aile”ye ilişkin olarak yapılan eski bir araştırmanın sonuçlarını unutamıyorum. Sık sık bakıyorum. Baktıkça da geleceğimiz adına üzülüyorum.
Çünkü bu araştırmaya göre, yüzde doksandan fazlası Müslüman olan toplumumuzun ekranlarına gelen insanların sadece yüzde 20’si Müslüman...

O da nasıl bir Müslüman, tartışılabilir!
Çünkü dizilerde namaz-niyaz, hac-zekât, hatta kelime-i şahadet hak getire! Yeri geldiğinde “Lahavle” dahi çekemiyor, yanlış söylüyorlar, kötü örnek oluyorlar...
Bir dizide Kanuni Sultan Süleyman’ı oynayan aktör namaz kılmayı bilmiyor. Muhtemelen yönetmen ve senarist de bilmediği için namaz namaz olmaktan çıkıyor, tuhaf hareketlere dönüşüyor...

Muhteşem soytarılık!

Hayalî Muhsin Çelebi’nin kulakları çınlasın! O anlattıydı.
Bundan kaç yıl önce idi bilmiyorum. Kazara Devlet Opera ve Balesi’nin “Hürrem Sultan” temsiline gitmiş.

“Baktım ki Cihan Padişahı Kanunî Sultan Süleyman Han kıvırttırarak geliyor, beni bir gülme tuttu, kendimi dışarı zor attım!”

Muhteşem Yüzyıl dizisine bazan göz misafiri oluyorum.
Mevzu tarihten alınmış! Kanunî var, Pirî Mehmet Paşa var, Hain Ahmet Paşa ve Makbul İbrahim var, elbette Hürrem de!

İsimler tutuyor anlayacağınız.
“Başka da hiçbir şey tutmuyor!” desek yanlış olmaz.
Kanunî Süleyman Divan’a, yani Osmanlı kabinesine başkanlık ediyor!

Topkapı Sarayı’nı gezenlere gösterilir hep: Padişah divan toplantılarını isterse bu kafesin arkasından takip ederdi!

Muhteşem Yüzyıl

Bünyesinde Türkcell, Show Tv ve Akşam gibi gazeteleri de bulunduran Çukurova Holding’in Sahibi Mehmet Emin Karamehmet’in aynı adlı televizyonunda, “Muhteşem Yüzyıl” adıyla bir dizi yayınlanıyor.
Kişilerin fikir ve ideolojileri; ailesinden, okulundan, çevresinden aldığı eğitim metoduyla başlar, büyür ve gelişir.
Dizide Osmanlı Devleti’nin en parlak dönemine Hürrem’in penceresinden bakarak, sarayı bir “cariye borsası” gibi göstermek, kişilerin tarihi ve toplumu nasıl tanıdıklarının bir belgesidir.
Evet, Hürrem Sultan, ruhuna Fatiha okunmayacak kadar entrikacı bir kadındır. Kanuni’nin imtihanı, Osmanlı’nın çöküşünü başlatandır.

Muhteşem panayır

“Muhteşem Yüzyıl”ı, yani Kanuni Sultan Süleyman ve dönemini anlatmak iddiasında olan dizinin hemen başında iki temel unsur öne çıkıyor:
1. Şiddet (baş kesme sahnesi)...
2. Cinsellik...
Bunlar dizinin hangi eksen üstünde gelişeceğini gösteriyor. Belli ki dizi şiddet ve cinsellik ekseninde gelişecek. Çünkü bunlar en çok merak uyandıran ve seyirci toplayan unsurlardır.
Peki, ama Kanuni dönemi böyle bir dönem midir? Bunu umursadıklarını sanmıyorum: Maksat ilginçlik olsun, küp dolsun!
İlginçlik uğruna tarih tahrif edilecek, Osmanlı padişahlarının en büyüklerinden biri torunlarının nazarında kirlenecek... Kimin umurunda? Nasılsa Atatürk dışında kalan tarihi önderlere hakaret ve iftira “yasak” değil... Hiçbir müeyyidesi yok... Yani “atış serbest!”