Entrika, hile, yalan, dolan, insanları kandırma, dedikodu, gıybet ve iftira.. İç içe girmiş kötü karakterler. Ve bunlara karşı duran sevgi, saygı, adalet, hürmet, değer verme, disiplin, kural, kanun ve hukuk.

Asla Entrika ile KANUN bir araya gelemez. Entrikanın olduğu yerde kanunlar yok olur. Hukuk bozulur. Adalet yok olur. Kanunların hüküm sürdüğü yerde entrika barınamaz ve mutlaka çuvallar.

Hiç bir entrika olmasın ki kanunlar karşısında çuvallamadan durabilsin. Mutlaka patlak verir ve cezasını çeker.

Fatih'e istanbul'un fethi ile fatih dedirten meziyet kanuni'ye de kanunların uygulanması ve öz çocugu bile olsa pirim verilmemesi KANUNİ dedirttirmiştir!

Entrika'nın olduğu yerde KANUNİ olamaz. Hem siz muhteşem süleyman için kanuni diyeceksiniz hemen arkasından da hürrem sultan'ın entrikaları diyeceksiniz. Bu çelişkidir. Döverek adam sevilmez. Yiğidin hakkını verecekseniz adam gibi vereceksiniz.

Güneşin doğduğu yerde karanlık, adaletin olduğu yerde entrika olamaz. Hem güneşi görüyorum deyip hemde neden karanlık diye konuşamazsınız. Güneş hukuksa adaletse, karanlık entrikadır hukusuzluktur. Durum böyle iken, hürrem sultan'ın entrikaları diye bir ifade kullanırsak ya kanuni, kanuni değildir ya da entrika diye birşey yoktur. Yalan yok, hile yok, iftira yok..

Kanuni'nin kararlarını verirken KANUN'ların değil de HÜRREM'in etkisi ile verdiğini iddia etmek ise ne yaman çelişkidir.

Kısaca Kanuni Sultan Süleyman'ın verdiği kararlar kanun çerçevesindedir. Tüm kararlar bağımsız mahkeme tarafınca verilmiştir. Ve o kadar bağımsız ki, dönemin bir numaralı adamı gözyaşları içinde evladını bile feda edebilecek kadar..

Acaba günümüzde kaç siyasi öz çocugunu yaptığı hukuksuzluk nedeni ile torpil geçirtmeye kalkışmayabilir?

Eleştiri yapmak ya da birilerine kızmak istiyorsanız 400 sene gerilere gitmeyiniz. 400 km etrafınıza şöyle bir tarayınız. yeter de artar bile size!

imdat sezer