Hürrem | Konular | Kitaplar

Hürrem Sultan nasıl öldü

Konu ile ilgili yorumlar 15. sayfadasınız.
Konuya tekrar dönmek ya da konuyu okumak için buraya tıklayınız.

375 yorum 15. sayfa

dddye

hürrem sultan bir saray cariyesinin yardımları ile uzun süreli zehirlenerek öldürülmüştgür..cunku sarayda calısan cariye hürrem öldükdn sonra saraydan kaybolmuşture

11.06.2012 - Ziyaretçi

Arkadaslar sacmalamayın

Arkadaslar sacmalamayın Mustafayi Hurrem oldurtdu, Mahidevrani saraydan atilmasina sebep oldu ve mahidevrani sefil bi hayata sürekledi Ibrahim pasaya tuzak kurdu bogularak oldu süsü verdirtti, her şeyi askı için yapmis diosunuz askı ıcin degil ogullarına güzel bi gelecek sunmak icin ve kendiside valide olmak isteyişi vardi Hepsi palavra yani hürrem sultanın zaten sewdigi biri vardı diye biliyorum Mustafa yi evet kanuni öldürdü ama ondada hürremin parmağı var diye biliyorum ewe Iı. Selimin tahta gecmesiyle Osmanlı duraklamya geciyor cünkü selim (af edersiniz ama) karıya ve kıza düşkün eğlenmeyı seven biri oluyor ve işleri seferleri takip etmiyor diye biliyorum
Beklide Mustafa gecseydi tahta osm. Gerilemez yükselirdi… arkadaşlar bunlar yasanmiş bitmiş olaylar bunlari tabiki bilcez gecmişini bilmeyen gelecegini bilemez cünkü

11.06.2012 - Ziyaretçi

CVP:Arkadaslar sacmalamayın

kendi canını koruyamayan devleti hiç koruyamaz. bunu asla unutma. Başarılı olan kişi önce kendi taht yolunu kurardı. yok anası vardı yok babası vardı diye teselli aramayınız. 150-250 yıl sonraki olabilecek hataları 8 yıllık padişahlık yapmış birine yükleyemezsiniz. herkes kendi döneminden sorumlu

12.06.2012 - sorun

hahayt güliyim bari

hahayt güliyim bari arkadaşlar biraz okuyun tamam aslında insanların yanı bu kadar insanin tarih okuması güzel ama doğru okuyun azıcık hürrüm mustafayı tahta geçirtmedi ve bu iyi olmadı tamam ama illa hürrem çocuklarını geçiricekse bu çocuk mehmet veya beyazıt olmalıydı mehmet öldü ama beyeazıtı isteyodu demi hürrem selimi estemiordu kusura bakayın ama ben hürreme melek die mem ha şeytan mıdır onu bilemem fransa bie olmayan tarihini yüceltmeye çalışıor ama biz osmanlı imparatorluğunda yapılan kötülükleri okuyoruz yukarda bi kişi türk değilim dedi valla rezil olduk he hürrem bir melek değildi tamam ama bu onun şeytan olduğu anlamınada ggelmez MUSTAFA TAHTA ÇIKSAYDI osmanlı batmıycakdi die bşey yok çünkü; TARİH İHTİMALLERE Mİ KALDI SAÜÇMALAMAYIN YA
BENCE KUYUYA TAŞ ATAN SİZ DELİLERSİNİZİ HÜRREM İYİ DİENLER .

12.06.2012 - Ziyaretçi

o bu dağil de tamam bunlar

o bu dağil de tamam bunlar var ama bu mustafanın ölmesi gerektiğini açıklamaz zaten hak yerini bulurdu ama o vakitlerden beri böyle anılması gerekmezdi RUS CADISI die bana demiolar healde

12.06.2012 - Ziyaretçi

peki o zaman sultan selim nasıl tahta çıkacaktı

çok aptalsın cem sultan tahta çıksaydı osmanlının en iyi padişahı tahta çıkamazdı biraz mantıklı düşün cem sultan tahta çıksaydı diğer tüm devletler osmanlıyı bir anda parçalarlardı çünkü cem sultanın ölüm sebebi devlete ihanettir rodos şövalyelerine sığınıp onlara osmanlının savaş planlarını ve daha birçok önemli devlet sırrını anlatması ile devlet yükselme içindeki duraklamayı yaşamıştır unatmaki osmanlının duraklama devri sokullu mehmet paşanın ölümüdür hürremciler övdüğünüz o sarhoş padişah 14 yıllık saltanatı boyunca saraydan çıkmamıştır tarihi öğrenipte gel sonra böyle morarırsın

14.06.2012 - Ziyaretçi

CVP:peki o zaman sultan selim nasıl tahta çıkacaktı

süpersin...

14 değil 8 yıl. saraydan çıkmadığına dair bir belge mi var hayır? uyduruyorsunuz biryerlerinizden. sen pc başından kalkıp evinden çıkta kütüphanelerde kitap karıştır..

cem sultan olunca sorun yok, şehzade mustafa olunca kıyamet kopuyor :)

14.06.2012 - dertli

hürrem sultan şehzade

hürrem sultan şehzade mustafanın ölmesinin sebebi düşünsene mahidevran sultanın acısını ızdırabını birde yetmez gibi onca zenginliğin içinde fakir bırakıyolar.söyelsenize hangi yardım hangi hayrat şehzadeyi geri getirir evet hayırları çok iyi kendinde çok söz ettiriyo ama diğerlerine yapılan haksızlıklar çok acımasızca hürrmein evladı ölmesin diye kurban mı verilecekti mustafa yani.mahidevranda isterdi yardımlar yapmak her yerde adını taşıyan camiler hamamlar yaptırmak ama kısmat değilmiş.öldükten sonra asırlar boyu 24 saat Kuran-ı kerim okunmadı neden?neden?hürrem sultan eğer tanılıyosa bu diziler sayesinde balkide kafalarından uydurdukları masallar sayesinde.geçenelrde şehzade mustafa türbesine gitmiştk.çok kötü oldum bu günlerde çok iftiralar atılsada herkesede tabiki.öylece yan yana yatıyolardı.o an ne kadar konuşmak istedim.bana onların hikayesi daha güzel geliyo.babası hakkında ne düşündü accaba mahidevranda eşi nasıl oğlunu öldürebikldi ne zamanda olursak olalım böyle bir dram yüreklere aşılanmıyosa böyle bir çığlık kulaklarda duyulmuyopsa suç yine bizde.Allah herşeyi bilir daha fazla yorum yapmak bana düşmez.

22.06.2012 - Ziyaretçi

hürrem

hürreme kkötü diyenler inşallah hakkını bulur hürrem zekası ve güzelliğiyle süleymanı baştan yarattı be herkez okusunn ilginç bilgiler aramayı n zaten su kadarcık şey atlayıp atlayıp okumayın

23.06.2012 - hürrem hayranı

hürrem sultan

hürrem sultana nedn entrka kadın diolar evt hayır yapmış olabilir mustafayı öldürülmesne o sebeb oldu kanuni nin gözünden ibrahimin düşmesinden o nun parmağı var mahidervarı gözden düşürüp nikahlanmayı basardı hürrem Sultan divanları gizli perde arkasından izler rüstlem pasayla ittifakı bozmazdı valide sultana bas kaldırır daha neler neler var onun lakabı entra kadın

04.08.2012 - furkan

............

bende şunnları söylemek istiyorum savaş evet osmanlı için gerekliydi ganimet önemliyi.bunları bir kenara bırakırsak öncelikte osmanlını içinde bozulmalar olmştur selim döneminde maliye toprak yönetimi halk .. ordu isyandadır bahşişleri verilmemektedir.eğer mustfa tahta geçseydi ve bu iç karışıklık duurumlarıda yaratılmasaydı.avrupada neler olup bittğiyle ilgili daha açık olunacaktı .mustafanın babasını takip edeceğini avrupaya gideceği söyleniir .içerde huzursuzsan tepetaklak olursn başka devletlere açık kapı olursun buda var.şimdi mustfa daha kendini koryamadı demiş arkadaş yav selim korudu ne oldu muhteşem bir padişah mı 3.mehmet anne karnında kardeşleri ölsün diye kadınlları öldürdü ne entrika ne plan bak ama ne yaptı osmanluya hiç bir şey daha da gerilettiler.mustfa bu osmanlıdaki canavarlığı istemiyordu istese yapardı yapmayın babasını tahtan indirp kardeşlerini öldürebilirdi yapamadı yapmadı .babasına inanmayı seçti o malum çadıra girdi ve canından oldu kellesini koryamayan dan ne paidşahı olacak diyorsun !

13.08.2012 - ayşe

...............

kıbrıs fatihi diyorsunz sadece kıbrıslayda olaydı bu işler istanbuldan çıkmamaış padişahta nasıl fethetsin sizde ya sadrazam sokullu mehmet paşa lala mustfa paşa ayarlıyor herşeyi sadrazamlar yönetiyor ülkeyi yav o fetihten de hayır yok ki donanma yanar ağır bir şekilde eski ihtiaşmına dönemez bir daha 2.selim vefalı oldğu belli üvey abisinn mezarını yaptrmış mahidevrana maaş bağlatır onlara önem verdiği haklılıklarını da gösterir. selim o hürremin oğlu tabi yaptrr diyorlar ama aynı selim öz kardeşi beyazıd kabrini yaptıamaıştır.şimdi ben hürem sultan yüzde yüz suçlu diyemeyiz ama olaylara karışmıştır o da acı çekmştr ağır hastalık geçirmiştir.şimdi hürrem diyoruz kanunide var mustafa ve beyazıd 2 güçlü aday nasıl olurda ölüyorlar kanuni de en başından selim i destekler kanunide de bir tahtan kalkmama istediği hırsı var oğullarını kurban etti.rüstem paşa var var da var bi tek hürrem de değil kiii.yinde beyazıd isyan etmiştr açıkça cezası bellidir biraz daha bekleseydi belki kanuni değerini anlardı!.ama mustfa isyan edecek diye öyle gössterildi diye ölür nerde adalet

13.08.2012 - ayşe

bende yabanciyim yalnış

bende yabanciyim yalnış yazabilirim...neden hep hüreme ve suliman suclu kendine gordunuz mahide evranın yaptıkları o iç savaşı o başladı unutunuz nezaman suliman hasta yatıordu nasıl hureme ve onun çocukları oldurmee istedı da daha neler yaptı ama tabi yabanci oldu icin hep onu suçlamak lazım türk kadın olmadı icin ama yalnış anamain çok yabancilar daha iyi musluman daha dürust ...tekrar yalnış anamiyn benim şoanda cok türk arkadaş var ama gecmışeda cok türk kadınlar zarar verdılar kalkıp birese bulup suçlamak kolay ama gerceklarıda gormek lazım...

07.09.2012 - Ziyaretçi

hürrem sultan ve rüstem paşa

Osmanlı İmparatorluğu en güçlü dönemini Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaşamıştır. Edebiyatta Baki, mimaride Sinan, ilimde Ebussuud, denizcilikte Barbaros bu dönemin zirve isimlerinden bir kaçıdır. Muhteşem namıyla maruf Sultan Süleyman`ın bu parlaklığa ulaşmasında elbette önceki sultanların, ama özellikle de Yavuz Sultan Selim`in büyük payı vardır.Böylesine parlak bir dönemi, Duraklama Devri`nin ve tereddinin takip etmesi üzerinde durulması gereken bir noktadır. Kanuni Sultan Süleyman`ın hükümdarlık döneminin bütününü bu yazıda bırakın anlatmayı, özetlemek bile mümkün değildir. Fakat Kanuni döneminin bu yazıya konu olan icraatı, oğlu Şehzade Mustafa`yı boğdurması ve bunun hangi şartlar altında gerçekleştiğidir.

Konu Şehzade Mustafa olduğuna göre, fecii bir akıbete maruz kalan bu bahtsız şehzade hakkında bilgi vermekte fayda var. Şehzade Mustafa, 1515 yılında babası Kanuni`nin Manisa Sancakbeyliği sırasında doğdu. Annesi, Kanuni`nin ilk başkadını olan Mahidevran Hatun`dur. Dedesi Yavuz Sultan Selim`in vefatı üzerine, babası Kanuni ile birlikte İstanbul`a gelen Şehzade Mustafa, 1533 yılında Saruhan Sancakbeyliğine atandı. Aynı dönem, Şehzade Mustafa`nın annesi Mahidevran Hatun ile Mehmed, Selim, Bayezid ve Cihangir adlı dört şehzadenin annesi olan Hurrem Sultan arasındaki rekabetin ateşli bir biçimde yaşandığı yıllardır.

Tarihi kaynaklar Şehzade Mustafa`yı iyi yetişmiş, cesur ve halkın sevdiği bir kişi olarak tasvir etmekteyse de, babası Kanuni için durum pek de öyle gözükmemektedir. Manisa sancakbeyliği, padişah`ın vefatı durumunda yerine geçecek şehzadeye ayrılan bir yer olarak bilinmekteydi. Burada sancakbeyliği görevini yürüten Şehzade Mustafa bir zaman sonra Amasya`ya kaydırıldı. Manisa`ya ise, Kanuni`nin Hurrem`den olma ve Şehzade Mustafa`dan altı yaş küçük oğlu Şehzade Mehmet getirildi. Bunun anlamı, Hurrem`in oğullarından birinin sultan olması için yoğun bir çaba gösterildiği ve Kanuni`nin de bu etkiye direnemediğiydi. Tüm bunlar gerçekleşirken beklenmeyen bir durum ortaya çıktı. Kanuni`nin Şehzade Mustafa`ya tercih ettiği Şehzade Mehmet, henüz 22 yaşında iken vefat etti. Şehzade Mehmet`in vefatından sonra Şehzade Mustafa bir kez daha öne çıksa da, Manisa Sancakbeyliğine bu kez yine Hurrem`in oğlu olan Şehzade Selim getirildi. Bu durum, Hurrem`in kendi oğullarından birisini sultan yapmak konusundaki ihtirasını ve gayretini göstermekteydi.

İmparatorluğun büyük başarılar elde ettiği bu dönemde bir yandan da taht kavgaları için için devam etmekteydi. Ordu, ulema ve meşayih Şehzade Mustafa`nın sultanlığının uygun olduğunu düşünürken, Hurrem ve Rüstem Paşa Şehzade Bayezid`in sultanlığından yana idiler. Bedenen özürlü olan Şehzade Cihangir`i ise hizmetli takımı çok sevmekteydi. Tüm bu taht mücadelelerinde adı anılmayan tek kişi ise Şehzade Selim idi. Gerek sultan olmaya kayıtsızlığı, gerek aykırı ve düzensiz hayatı onun sultan olabileceğine ilişkin herhangi bir ihtimalin doğmamasına yol açıyordu.

Ordunun, alimlerin ve meşayihin Şehzade Mustafa`dan yana olması boşuna değildi elbette. Zira Şehzade Mustafa, hem bedenen, hem de karakter itibariyle dedesi Yavuz Sultan Selim`e benzemekteydi. Diğer kardeşlerinden farklı olarak çok iyi yetişmiş, döneminin alimleri ve şairleri tarafından çevrelenmişti. İmparatorluğun daha da güçlenmesini sağlayacak adımları atmakta kararlılık gösterecek bir şehzade olmasının yanısıra, yavaş yavaş Osmanlı seçkinlerini çürütmeye başlayan içkiye ve kötü alışkanlıklara karşı büyük bir nefret duyuyordu. Halk tarafından sevilmesinin sebebi ise, güleryüzlü, mütevazı ve cömert olmasıydı.

Her ne kadar hemen herkes Şehzade Mustafa`nın Kanuni sonrasında tahta geçmesinin uygun olduğunu düşünse de, Hurrem ve Rüstem Paşa Şehzade Mustafa`ya karşı müthiş bir kin duyuyorlardı. Bu arada Hurrem, çirkin ve cahil bir kimse olan Rüstem`e kızını vererek onu sultanın damadı da yapmasını bilmişti. Hurrem`in bunu yapmaktaki amacı, Şehzade Mustafa`nın tahta geçmesini engelleyecek ittifaklar kurmak istemesiysi. Rüstem Paşa`nın Şehzade Mustafa`ya olan kini ise, Mustafa`nın sultan olması halinde saraydan uzaklaştırılacağını çok iyi bilmesiydi. Böylece Şehzade Mustafa`nın tahta çıkmasını isteyen ordu, ulema, meşayih ve halk karşısında, saray entrikalarını çok iyi bilen Hurrem-Rüstem ittifakı bütün hileleriyle ve pervasızlığıyla işlemeye başlamıştı.

Peki Kanuni bu işin neresindeydi? Kanuni Sultan Süleyman, on bir askeri sefere çıkmış olmanın yorgunluğunu ve nikris hastalığıyla mücadele etmenin zayıflığını yaşıyordu. Bu durum onun gün geçtikçe Hurrem-Rüstem ittifakının etkisi altına girmesine yol açıyordu. Hurrem ve Rüstem de Kanuni Sultan Süleyman`a sürekli olarak Şehzade Mustafa`nın sultan olmak istediğini ve Yavuz Sultan Selim`in babası II. Bayezid`i tahttan indirmesini hatırlatıyorlardı. Gerçekten de Yavuz Sultan Selim, doğuda büyüyen ve Osmanlı halkını tehdit eden Safevi tehlikesine ve Memlukların yıkıcı teşebbüslerine karşı gerekli tedbirleri bir türlü alamayan babası II. Bayezid`i tahttan inmeye zorlamıştı. Yaşlı Bayezid, Safevi ve Memluk tehlikeleri karşısında gün geçtikçe zayıflayan devlete yön vermekten uzaklaşmış, saraydaki bazı muhterisler ise Yavuz`un kendi çıkarlarına mani olacağı gerekçesiyle ona diş biliyorlardı. Yavuz Sultan Selim`in babası II. Bayezid`i tahttan inmeye zorlaması bu şartlar altında olmuştu. İşte Hurrem ile Rüstem`in Kanuni`ye sürekli olarak hatırlattıkları durum buydu. İşin aslı ise, Hürrem`in kendi oğlunu sultan yapmak istemesi ve Rüstem`in de damat olması hasebiyle saraydan edindiği nüfuzu kaybetme korkusuydu.

"Osmanlı tarihinin en muhteris kadın efendisi Hurrem, en hileci veziri ise Rüstem Paşa`dır" dense abartılı olmaz. Bu ikili karşısında Şehzade Mustafa`nın durumu çok zordu. Artık seferlere bile çıkmayan Kanuni`den sonra sultanın muhakkak Şehzade Mustafa olması gerektiği fikri gittikçe yaygınlaşıyordu. Bu teveccüh ve Şehzade Mustafa`yı herkesin sevmesi karşısında Hurrem-Rüstem ittifakının entrikaları ve pervasızlığı da gittikçe artıyordu. Rüstem Paşa, Şehzade Mustafa`nın mührünü yaptırarak İran Şahı Tahmasb`a mektup yazmış, İran Şahının cevabını da Kanuni Sultan Süleyman`a sunmuştu. Bu ve benzeri bir dizi entrika ile Kanuni Sultan Süleyman, oğlu Şehzade Mustafa`nın kendisine isyan edeceğine ve tahtı elinden alacağına ikna edilmişti. Artık Şehzade Mustafa, yani, Osmanlı tahtına en iyi varis olabilecek, halkın, ordunun, alimlerin, meşayihin sevdiği bu kıymetli şahsiyet, oğlunu sultan yapmak isteyen Hurrem`in ve damatlıktan gelen çıkarlarını ve maddi nüfuzunu elde tutmaya çalışan Rüstem Paşa`nın hileleriyle adeta bir isyancı gibi gösterilmekteydi.

Peki daha sonra ne olmuştur? İşin o kısmı oldukça hazindir. Şehzade Mustafa, sefere giden ve kumandanlığını babasının yaptığı orduya katılma emri alır. Yanında beş bin kişilik bir kuvveti olduğu halde emredileni yapar. Şehzade Mustafa kendisinden ve masumiyetinden o kadar emindir ki, ikinci vezir Ahmed Paşa`nın el altından kendisine yolladığı uyarıyı umursamadan babasının huzuruna çıkmaktan çekinmez. Zira babasının adaletine ve kendisinin masumiyetine güvenmektedir. Hatta, hayatından endişe eden bazı yakınları Şehzade Mustafa`yı, babası ile açık alanda ve at üzerinde görüşmesi yönünde ikna etmeye çalışmışlarsa da, Mustafa bunu bile gereksiz saymıştır.

Şehzade, babasının adaletine ve kendi masumiyetine güvenerek babasının çadırına gitmeye karar vermiştir. Şehzade Mustafa`yı o çadırda bekleyen, Hurrem`in ihtirasla ve Rüstem`in hilelerle doldurduğu Kanuni Sultan Süleyman`ın verdiği emirdir. Osmanlı`nın en iyi yetişmiş Şehzadelerinden olan Mustafa babasının çadırına girer girmez, yedi dilsiz celladın saldırısına uğrayarak hunharca boğulmuştur. Rivayet odur ki, boğulduktan sonra çadır önünde teşhir edilen Şehzade Mustafa`nın yüzü bembeyaz imiş. Ayaklarında kırmızı çizmeleri, kavuğunda da beyaz turna tüyü sokulu imiş.

Kanuni Sultan Süleyman`ın, Hurrem`in ihtirası ve Rüstem Paşa`nın hileleri ile boğdurttuğu Şehzade Mustafa`nın akıbeti Osmanlı halkında geniş yankı bulmuştur. Kanuni`nin süt kardeşi Mehmed Çelebi bu kararı dolayısıyla sultana çok ağır sözler söylemiş, padişahla araları açılmıştır. Her kesimden insanın sevdiği Şehzade Mustafa`nın boğdurtulması sebebiyle derin bir üzüntü ve ümitsizlik doğmuştur. Halk arasında uzun süre, "Umudumuz Mustafa ile söndü" sözünün söylendiği rivayet edilmektedir. Hatta, saraya gönderilen imzasız bir ihbar mektubunda, "keşke Mustafa öleceğine biz kırılsaydık" denilmiştir. Fakat olan olmuş, Şehzade Mustafa saray entrikalarına ve Rüstem Paşanın hilelerine kurban gitmiştir.

Şehzade Mustafa`nın öldürülmesi başlı başına hazin bir olay ve haksızlık olduğu kadar, Osmanlı tarihinde de bir dönüm noktasıdır. Bedenen özürlü olan Şehzade Cihangir`in vefatı, Şehzade Bayezid`in babasına isyan ederek İran`a kaçması ve ardından da idam ettirilmesi sonrasında, sultan olması hiç beklenmeyen Şehzade Selim Osmanlı tahtına çıkmıştır. Osmanlı sultanı olmayı hakedecek donanımdan ve beceriden yoksun olan Sultan Selim ise, devleti yönetmek ve yeni fetihlere yönelmek yerine, saray eğlenceleri ile vakit geçirmiş, içki ve sefahat hayatına dalmıştır.

Yazının başına dönelim tekrar. Şöyle demiştik: "Tarihi bilmek, bugünü anlayıp yarını kurmak için mecburidir." Gerçekten de durum budur. Tarihin nasıl işlediğini, nerelerde hatalar yapıldığını, aynı hataları tekrarlamamanın lüzumunu iyi kavramak gerekir. Bu gereklilik, büyük iddialarla toplum karşısına çıkan, dünyaya nizam verme arzusunda olanlar için daha da önemlidir. Görüldüğü üzere, oğlu tahta geçsin diye ihtiras içinde yanan Hurrem, kendi düzeni bozulmasın diye her çeşit hileyi uygulayan damat Rüstem Paşa, Osmanlı`yı yıkacak bir teşebbüsün parçası olmuşlardır. Hurrem`in ve Rüstem Paşa`nın nasıl böylesine büyük bir hatayı işlediğini anlamak mümkün değil. Şehzade Mustafa`nın ne kadar iyi yetiştiğini, alimler, meşayıh, ordu ve halk tarafından ne kadar çok sevildiğini; lüks hayata düşkün ve toy Sarı Selim`den ne kadar üstün olduğunu niye göremedi Hurrem ve Rüstem Paşa? Göremediler çünkü, ihtiras ve kin gözlerini kör etmişti. Peki ya Kanuni, o neden kavrayamadı bunu? Kavrayamadı çünkü, Şehzade Mustafa`nın kendisini tahttan indireceğine inandırılmıştı. Oysa Şehzade Mustafa, ordunun, alimlerin, meşayihin ve halkın sevgilisi olan Mustafa, başına gelebilecekler kendisine haber verildiği halde babasının huzuruna çıkacak kadar emindi masumiyetinden.

Tarihi uzun kış gecelerini dolduran masallar olarak görmemek gerek. İnsanlar tarihi öğrendikçe bugünü daha iyi anlayabilirler. Yarını kurmanın tek yolu, tarihin gösterdiği ibretlerden ders almaktır.

Hurrem, Rüstem, Kanuni, Şehzade Mustafa ve dilsiz cellatlar. Siz o gün orada olsa idiniz, kimden yana olurdunuz? Şu kadarını söyleyeyim ki, ihtişamını her surette hürmetle andığımız, muhabbetle adını zikrettiğimiz ve yaşasaydık ordusunda nefer olmayı onur bileceğimiz Ulu Sultan Kanuni`nin her kararının haklı olmadığını tarih bize göstermektedir. Ve yine tarih bize göstermektedir ki, Kanuni`nin her kararını doğru bilmek, bu kararların her zaman Osmanlı`nın lehine olduğu anlamına gelmeyebilir. Bazen Kanuni`nin kararını onaylamak, Hurrem`in ihtirasına ve Rüstemin hilelerine destek olmaktır. Ben eğer o gün orada olsa idim, Şehzade Mustafa`ya hak verenlerden olurdum. Zira aksine davranmak, Şehzade Mustafa`yı boğan dilsiz cellatların yaptığıyla aynı olabilir.

08.09.2012 - Ziyaretçi64

kanuni ve hürrem sultan öldü

kanuni ve hürrem sultan öldü arkasında eserler bıraktı ama o şanlı osmanlı devleti sadrazamların vezirlerin eline bıraktılar padişah hürrem in oğlu 2.selim koca imparatorluğu başıboş bıraktılar devleti soyan mirası padişahlardan fazla bir sadrazam bıraktılar torunu babasını geçti 30 çocuklu murad diye anıldı 30 küsür kardeşi olduğu için 3.mehmet anne karnındaki çocukları cariyeleri boğdurmak durumunda kaldı padişahlar saraydan dışar çıkmadı halkı isyanlara sürükleten bir dönem kaldı o muhteşem yüzyıldan bize osmanlı düşmanı diyenlere bakın yazık !

10.09.2012 - Ziyaretçi

Konular