Hürrem

Bu sayfa Hurrem.Net web sitesi adı ile muhteşem yüzyıl dizisinin yayınlandığı dönem açıldı. Hürrem Sultan ve Kanuni Sultan Süleyman dönemi ile akalı konular yer almaktadır.

Dizi içersinde yer alan olaylara farklı bakış açıları sunmakta. Ve gerçek tarihi bilgiler içermektedir.

O dönem dizinin de etkisi ile kitlenin sık merak ettiği önemli olay ve konuları üzerine yazılar yayınladık. Yüzbinlerce ziyaretçiyi bu sayfa altında ağırladık

Kösem ne demek peki?

Rivayet şöyle: Harem’e girdikten sonra yüzünün tüysüz ve pürüzsüz olması nedeniyle Mahpeyker, yani “ay yüzlü” adı verildi. Ama yine bu özeliğinden dolayı verilen “Kösem” lakabı daha çok kullanılır. Kösem’in diğer bir manası da “Sürünün önünde giden, öncü lider” demek.
Güzel bir kadın mıydı?
Nasıl göründüğünü bilmiyoruz ama o dönemin güzellik ölçülerine göre güzel oldukları için saraya alınıyorlar zaten. Padişaha en güzel kızların gitmesi lazım, ona göre seçiliyorlar. Bahsettiğimiz üç Sultan’ın ikisi Ukraynalı, birisi de Rumeli'den...
Ama tarihi kaynaklardaki resimleri hayli çirkin…

Payitaht Abdülhamid Papaz Hiram kimdir? Berkan Şal kim?

Payitaht Abdülhamid dizisindeki Hiram kimdir? Papaz Hiram kimdir? İşte hakkında merak edilenler...
TRT1'in merakla beklenen dizisi Payitaht Abdülhamid, reyting rekorları kıran Diriliş Ertuğrul'la birlikte gündeme damga vuracak gibi duruyor.
Payitaht Abdülhamid dizisinin dikkat çeken karakterlerinden olan Hiram, Vatikan tarafından gönderilmiş bir papaz. Papazlıktan çok ajanlıkta deneyimli olan Hiram, ilk cinayetini 4 yaşında işlemiş. Onu görenler merhametli zannediyor fakat oldukça kurnaz. Onun için her cinayet bir adaktır.
Hiram karakterini Behzat Ç. dizisiyle tanınan Berkan Şal canlandıracak.

BERKAN ŞAL KİMDİR?
1 Ocak 1969 yılında Ankara’da doğmuştur. Eğitimini Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Tiyatro bölümünde tamamlamıştır.

Payitaht Abdülhamid Prens Sebahattin Kimdir Gerçek Tarihteki Yeri

Payitaht Abdülhamid dizisinde Prens Sebahattin Mahmud Paşanın Oğludur bu karakter ön plana çıkmaya başlayınca medyapusulasi.com ailesi olrak sizler için bu konuda araştırma yaparak elde ettiğimiz bilgileri sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz
Gerçek Tarihte Prens Sebahattin Kimdir Nasıl Öldü
1879 yılında İstanbul’da doğdu. Annesi Osmanlı padişahı Abdülmecit’in kızı ve II. Abdülhamit’in üvey kızkardeşi Seniha Sultan, babası ise Kaptan-ı Derya Damat Gürcü Halil Rifat Paşa’nın oğlu Damat Mahmud Celalettin Paşa’ydı. Hanedanla anne tarafından gelen bağından ötürü bir “sultanzâde” idi ancak “prens” ünvanını kullanmıştır[1]. Dönemin önde gelen entelektüellerinden evde özel eğitim gördü ve bir batılı gibi yetiştirildi.

İsrailoğulları'na Bıldırcın ve Kudret Helvası Nimeti Verildi de Yine Nankörlük Ettiler!

İsrâiloğulları, Mûsâ Aleyhisselâm’dan yemek istediler. Mûsâ Aleyhisselâm Rabbine dua etti. Allah duasını kabul etti ve şöyle buyurdu:

Ve biz üzerinize kudret helvası (menni) indirdik.“

Gökten inen kudret helvası, kardan daha beyaz idi. Yağ ile yoğurulmuş bal macununa benziyordu. Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular:

“Mantar, menn’dendir. Onun suyu göze şifâdır. Yani kimsenin ekim ve yorulması olmadan Allahü Teâlâ’nın kullarına olan nimetidir. Zahirî olarak onun suyunun mücerred olarak şifâ olmasıdır. Efendimiz (s.a.v.) hazretleri, onu mutlak zikretti. Herhangi bir şeye karıştırmaktan söz etmedi. Ebu Hüreyre (r.a.) hazretleri buyurdular:

Hz. Yuşa'nın Eriha'nın Fethinde Suda Yürüme Mucizesi

Hz. Yuşa (A.S) Eriha şehrinden çıktıktan bir müddet sonra önlerine Şeria Nehri geldi. Nehrin üzerinde köprü olmadığından Hz. Yuşa ve ordusu suyun üzerinden yürüyerek karşıya geçti

Yûşa Aleyhisselâm, koca ordusunu suyun üzerinde yürütüp, karşı tarafa geçirdi.[2] Önlerine Şeria nehri geldi. Nehri aşmak için köprü yoktu. Sandal yapmak için gerekli malzeme de yoktu. Köprü inşâ edebilmekte imkansız gibiydi. Hazret-i Kâlib, Yûşa Aleyhisselâm’a yaklaştı ve sordu:

-“Suyu nasıl geçeceğiz?”

Yûşa Aleyhisselâm, ordusuna seslendi:

-“Suyun üzerinde yürüyün!”

Askerlerin arasında tereddüt sesleri geldi:

-“Boğuluruz!”

Biri de:

-“Önce kendisi yürüsün!” dedi.

Yûşa Aleyhisselâm, atını “deh”ledi.

Hz . Yuşa ve Bel'am Bin Baura

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

Kendisine âyetlerimizi verdiğimiz hâlde, onlardan sıyrılıp da şeytanın kendisini peşine taktığı, bu yüzden de azgınlardan olan kimsenin haberini onlara anlat. Dileseydik o âyetlerle onu elbette yüceltirdik. Fakat o, dünyaya saplanıp kaldı da kendi heva ve hevesine uydu. Onun durumu köpeğin durumu gibidir: Üzerine varsan da dilini sarkıtıp solur; kendi hâline bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte bu, âyetlerimizi yalanlayan toplumun durumudur. Şimdi onlara bu olayları anlat ki düşünsünler.

| A’raf Suresi 175-176. Ayetler

Kıssanın takririnde en kabul edilir sağlam olan Haddâdî’nin tefsirinde Ibni Abbâs (r.a.) hazretlerinden naklen zikrettiğidir.

Hz. Davud'un Kılıcı

Hz. Davud öldükten sonra kılıcı elden ele, peygamberlerden peygamberlere ve hükümdarlardan hükümdarlara geçti. Ve en sonunda kılıç mukaddes emanetlerle birlikte Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferinden sonra İstanbul’a, Topkapı Sarayı’na getirildi. Bugün Topkapı Sarayı Müzesi’nin 21/137 numaralı envanterine kayıtlı olan bu kılıcın yolculuğu şöyle gelişti:

Hz. Süleyman'a Verilen Saltanat

Allah'ın ilim verdiği peygamberlerden biri Hz. Süleyman'dır. Hz. Süleyman'a verilen ilimler arasında rüzgarların emrine verilmesi, cinleri ve şeytanları kontrol edebilmesi, karıncaların konuşmalarını anlaması, kuş dilini bilmesi gibi pek çoğu daha önce kimseye nasip olmayan üstün ilimler bulunmaktadır. Allah, rüzgarı, Hz. Süleyman'ın emrine vermiş ve çeşitli işlerinde bir araç olarak kullanmasına imkan sağlamıştır:

"Süleyman için de, fırtına biçiminde esen rüzgara (boyun eğdirdik) ki, kendi emriyle, içinde bereketler kıldığımız yere akıp giderdi. Biz herşeyi bilenleriz." (Enbiya Suresi, 81)

Kuşların Hz. Süleyman'ın hizmetine verilmiş olması ve kendisine kuşların konuşma dilinin öğretildiği ise ayetlerde şöyle haber verilmiştir:

Babil Sürgünü , Yahudilerin Kutsal Topraklardan Çıkarılması, Mabedin Yıkılışı

Yahudilerin tarihte ilk yasadıkları sürgün, Asur Sürgünü’dür. 700’lü yıllar, Yahudiler için
oldukça sıkıntılı dönemlerdi. Bu tarihten önce yaşanan olaylar, gelecek zor günlerin
habercisi olmuştu. 925’te Hz. Süleyman’ın ölümünden sonra ülke ikiye bölünmüş; I.
Yeroboam kuzeyde İsrail krallığını, Rehoboam da güneyde Yahuda krallığını kurmuştu.
Kuzeydeki İsrail Krallığı’nın yıkılmasından sonra güneydeki Yahuda Krallığı, Asur’a bağlı
yarı bağımsız bir konumda kalmıştır. Fakat bölgedeki hâkimiyetin Babil’e geçmesi ile
başlayan süreçte bazı Yahuda krallarının isyan etmeleri, Babil kralı Nebukadnezzar’ın,
M.Ö. 587/586 yılında Yeruşalim’i işgal etmesine neden olmuştur. Kudüs’ün Babillilerce
işgaliyle birlikte bağımsızlıklarının son kalesini de kaybetmişlerdir. Tanrısal koruma altında

Ahit Sandığı Yahudiler İçin Neden Bu Kadar Önemli?

Ahit Sandığı Hz. Allah tarafından hangi ölçülerde ve hangi malzemelerde yapılacağı bizzat Hz. Musa'ya bildirilen sandık..Kur'anı Kerimde de bahsi geçen sandık Yahudiler için son derece önemlidir.Hatta savaşmaya yanaşmayan israiloğulları Talut'un komutan oluşunu kabullenememişler ve savaşmamak için de bahaneler üretmeye devam etmişlerdir.Bunun üzerine Hz. Allah'ın nusretiyle sandık Talut'un krallığının ispatı için İsrailoğullarına getirilmiştir.

Ahit Sandığının Özellikleri

Ahit Sandığı Hz. Allah'ın isteği üzerine, özellikleri bizzat Hz. Allah tarafından belirlenen kutsal sandıktır.

Sandığın Özellikleri;Ahit Sandığı 111 cm uzunluğunda, 67 cm genişliğinde ve 67 cm yüksekliğindeydi. Akasya ağacından yapılmıştı, hem içten hem de dıştan saf altınla kaplanmış ve altın bir kenar süsüyle süslenmişti. Kapağı saf altındandı ve üstünde her iki uca yerleştirilmiş iki altın kerubi bulunuyordu. Kerubiler karşılıklı duruyordu ve yüzleri kapağa dönüktü, kanatları ise yukarıya doğru açılıyor ve kapağın üzerini örtüyordu. Sandığın ayaklarının yukarısında dört altın halka vardı. Akasya ağacından yapılmış ve altınla kaplanmış sırıklar bu halkalardan geçiriliyordu ve Ahit Sandığı bu sırıklarla taşınıyordu

Ahit Sandığının içinde neler vardı?

Ahit Sandığı Nerede ve Kim Tarafından Muhafaza Ediliyordu?

Ahit sandığının yapımı tamamlandıktan sonra içine şehadet levhalarını koydular.Muhafaza olunması için kutsal çadırı yaptılar ve kutsal çadırın kutsal bölümünde sandığı muhafaza ettiler.Sandığı koruma vazifesi Kohat soyundan gelen Levililere verildi.Çadır bir yerden başka bir yere götürülme özelliğine sahip olduğu için yanlarında taşıma imkanları vardır.Sonradan sandığın içine Hz. Harun'un tomurcuklanmış asası ve kudret helvasının içinde olduğu bir testi koyulmuştu.

Süleyman Mabedi Nasıl Yapıldı?

Süleyman Mabedi İsrailoğullarının Mısır'dan çıkışının 480. senesinde yapıldı.Davut a.s ın oğlu Süleyman a.s İsrailoğullarının başına geçtikten sonra krallığının 4. senesinde mabed yapımına başladı. Mabedin tamamlanması yedi yıl altı ay gibi uzun bir sürede tamamalandı.Mabedin inşasında insanların yanı sıra cinlerde çalıştırıldı.

Süleyman Mabedinin Özellikleri

Süleyman Mabedinin özellikleri

Yahudilik'te Mesih İnancı

Yahudi inancının vazgeçilmez ögelerinden biri de kendi soylarından gelecek olan mesih inancıdır.

Onların inancına göre ; mesih kudüste Zeytindağı'ndan inecek ve altın kapıdan şehre girecek.Yahudilerin kurtuluşu için ilk adım atılmış olacak..Mesihin önderliğinde Yahudiler kendilerine vaadedilmiş topraklara giriş yapacak ve buradan tüm dünyaya hakim olup nihayet hakettikleri ayrıcalığa , önderliğe sahip olacaklar.