Devşir ve eğit!

Küçük girişimcilerimiz en çok eğitim meselesinde tereddüt gösteriyorlar. Görünürde haksız da sayılmazlar. "Eğitiyoruz, sonra başka şirketler kapıyor" diyorlar. Yani "yatırımları" boşa gitmiş oluyor!

Yıllardır bu yanlış düşünceyi yıkmaya çalışıyorum. Evvela, eğitilen her insan şirketini terk etmiyor. (Ediyorsa, başka sebepleri de var.) Sonra, ülkenin eğitilmiş insan kadrosuna katkıda bulunmak herkes için iyi değil mi? Siz de icabında başka şirketlerin eğittiği insanları istihdam edebilirsiniz. Her halükârda eğitilmiş insan "stokunu" artırmada yarar var.

Formülümü biliyorsunuz: Bugüne kadarki uzun ömürlü ve büyük çaplı organizasyonların (devlet, şirket, imparatorluk...) neredeyse hepsini muhacirler kurmuş, devşirmeler devam ettirmiştir. Niçin muhacir? Yerlinin genelde keyfi yerinde olur. Malı mülkü, az çok istikrarlı bir geliri vardır. Muhacir, köklerinden kopup gelmiştir. Yeni ortamda kendini ispat etmesi gerekir. Yerlinin iki misli çaba harcamak, sadece bedenini değil, beynini de iki kat yormak zorundadır.

Niçin devşirme? Çünkü büyüyen her sosyal yapının bünyesi dönüşüme uğrar. Vücut kimyası değişir. Tırtıl büyüyüp kelebek olur; fakat kelebek artık tırtıl değildir. Aile şirketlerimizin çoğunda görülen ani çöküş, bu dönüşüme akıl erdirememenin doğal sonucudur. İşletme küçükken eş dost ile yönetebilirsiniz. Fakat büyüyen bir işletme kendi ihtiyaçlarını dayatır. "Bana şu niteliklere sahip, eğitim düzeyi şöyle, tecrübesi şu kadar adamlar lâzım!" der. Bu adamları kendi yakın çevrenizde bulamazsınız. Dünyanızı genişletip, bu yetenekli insanları dört bir yandan devşirmek zorundasınız.

Çin tarihinin en büyük amirali, Müslüman bir Türk devşirme olan Cheng Ho idi. Altı asır sonra, Coca Cola'nın başında da bugün aynı şekilde Müslüman Türk bir devşirme olan Muhtar Kent bulunuyor. Osmanlı devletini İstanbul'un fethinden itibaren devşirmeler yönetmiştir. Bir muhacirler ülkesi olan ABD, dünyanın her yerinden devşirdiği yetenekli insanlarla ayakta duruyor. Bu ülkeye birkaç yıl "beyin göçü" dursa, sistem tökezlemeye başlar.

Devşirmecilik, tarihin en eski anlayış ve kurumlarından biridir. Kitab-ı Mukaddes'teki şu ifadeler (Daniel, 1-20) bunu bütün açıklığı ile gösteriyor:

Yahuda Kralı Yehoyakim'in krallığının üçüncü yılında Babil Kralı Nebukadnessar Yeruşalim'in üzerine yürüyüp kenti kuşattı. 2 Rab, Yahuda Kralı Yehoyakim'i ve Tanrı'nın Tapınağı'ndaki bazı eşyaları Nebukadnessar'ın eline teslim etti. Nebukadnessar bunları Şinar ülkesine götürüp kendi ilahının tapınağının hazinesine yerleştirdi. 3-4 Kral İsrailliler arasından kral soyundan gelme ya da soylu bazı gençlerin seçilip saraya getirilmesi için saray görevlilerinin yöneticisi Aşpenaz'a buyruk verdi. Bu gençler kusursuz, yakışıklı, her konuda bilge, bilgili, öğrenmeye yetenekli, sarayda görev almaya uygun nitelikte kişiler olmalıydı. Aşpenaz onlara Kildaniler'in dilini ve yazısını öğretecekti. 5 Kral bu gençler için kendi sofrasından gündelik yiyecek ve şarap ayırdı. Üç yıl eğitildikten sonra gençler kralın önüne çıkarılacaklardı. 6 Seçilen gençler arasında Yahudalılar'dan Daniel, Hananya, Mişael ve Azarya da vardı. 7 Saray görevlilerinin yöneticisi onlara yeni adlar koydu. Daniel'e Belteşassar, Hananya'ya Şadrak, Mişael'e Meşak, Azarya'ya Abed-Nego adını verdi. 8 Daniel dinsel açıdan kendini kirletmemek için kralın onlara ayırdığı yemeklerden yemeyi de şaraptan içmeyi de istemedi. Bu yoldan kendini kirletmemek için saray görevlilerinin yöneticisine ricada bulundu. 9 Tanrı saray görevlileri yöneticisinin Daniel'e sevgiyle, sevecenlikle davranmasını sağladı. 10 Adam Daniel'e, "Yiyecek içecek payınızı ayıran efendimiz kraldan korkarım" dedi, "Eğer yüzünüzü yaşıtınız olan öbür gençlerin yüzünden daha solgun görürse, başımı tehlikeye sokmuş olursunuz." 11-12 Daniel, saray görevlileri yöneticisinin Hananya, Mişael, Azarya ve kendisinin başına koyduğu gözeticiye gidip, "Lütfen kullarınıza on gün fırsat tanıyın" dedi, "Bu on gün içinde bize yemek için sebze, içmek için de su verilsin. 13 Sonra yüzlerimizi kralın yemeklerini yiyen öbür gençlerin yüzleriyle kıyaslayın ve kullarınıza gördüğünüze göre davranın." 14 Gözetici bu isteği kabul etti ve onlara on gün deneme fırsatı verdi. 15 On gün sonra dört genç kralın yemeklerini yiyen öbür gençlerin hepsinden daha sağlıklı, daha iyi beslenmiş görünüyordu. 16 Böylece gözetici o günden sonra kralın gençler için ayırdığı yemekle şarabı kaldırdı ve onlara sebze vermeyi sürdürdü. 17 Tanrı bu dört gence her konuda bilgi, beceri, bilgelik verdi. Daniel her çeşit görümü ve düşü yorumlayabiliyordu. 18 Kralın belirlediği süre tamamlanınca, saray görevlileri yöneticisi gençleri Nebukadnessar'a götürdü. 19 Kral onlarla görüştü; içlerinde Daniel, Hananya, Mişael, Azarya gibisi yoktu. Bu yüzden kralın hizmetine onlar atandı. 20 Kral bilgelik ve anlayışla ilgili konularda onları sınadı ve dört genci ülkesindeki bütün sihirbazlardan, falcılardan on kat üstün buldu.

Metni kendi amaçlarımız bakımından tefsir edersek:

1. Fatihler maddî ganimet kadar beşerî ganimetlere de önem veriyor.

2. Nebukadnezzar, soylu ve yetenekli gençlerin seçilip kendi yönetimi için hazırlanmasını emrediyor.

3. Onlara kendi ülkesinin dil ve yazısını öğrettiriyor.

4. Bakımlarını üstleniyor.

5. Adlarını değiştiriyor.

6. Bunlardan en yetenekli olanlar, kendi ilkelerini çiğnemiyorlar!

7. Fatihler, (ilahî yardım sayesinde) bunu anlayışla karşılıyor.

8. Devşirilen gençler olağanüstü yetenekler sergiliyor.

9. Bunların bir kısmı kralın hizmetine atanıyor.

10. Kral bunları sınıyor ve ülkesindeki muadillerinden çok üstün olduklarını görüyor.

Mustafa Özel - Yeni Şafak