İskender Pala
Muhteşem âşık ve tutkun
Osmanlı padişahlarından 26 adedi şairdir. Sultan Süleyman da onlardan biri. Onlar şair olurlardı, çünkü sözü şiir biçiminde söylemek nesir söylemekten evla idi. Onlar şair olurlardı, çünkü Doğu medeniyetinin hükümdarları kılıç kadar söz ile de birbirlerine üstün gelmek isterlerdi.
Sultan Süleyman
Osmanlı çağlarının en ihtişamlı hükümdarıdır o. 46 yıl boyunca (1520-1566) dünyanın en büyük devletini yönetmiş, bunun on yılı aşkın bölümünü, sarayının ve tahtının olduğu İstanbul'dan uzakta, seferlerde geçirmiş ve nihayet yine bir sefer esnasında (Zigetvar muhasarası) vefat etmiş, hatta kuşatma yarıda kalmasın diye ölümü ordudan gizlenmiş ve ancak kale düşünce herkes öğrenmiştir.
İlginç bir vak’a
Peçevi İbrahim Efendi ile Gelibolulu Âlî’den naklen özetliyoruz:
Kanuni dönemi alimlerinden Sahn müderrisi iken şeyhülislam hakkında Rüstem Paşa’ya yazdığı bir şikayet mektubunda devlet itibarına saygısızlık ettiği için padişah huzurunda azarlanarak azledilmiş bir Arapzade vardır. Bilahare Semiz Ali Paşa vezir-i azam olunca ilk icraatı bu Arapzâde’yi Mısır kadılığına tayin etmek oldu. Âlî’ye göre o gece olanlar şöyledir:
Divandan sonra saadetlü padişah hasodayı teşrif buyurup canlarının sıkkın olduğu belli olunca Yakup Ağa;
-Düşmanlarınız mahzun olsun; padişahımın ıztırabı nedir? diye sormuş ve hünkar hazretleri;