Olga, Hürrem için ağladı



Ukrayna"da ikinci versiyonu çekilen Roksolana filminde, Osmanlı tarihinin en güçlü kadını olarak bilinen Hürrem Sultan"ı oynayan Olga Sumska, hayalini kurduğu İstanbul"a geldi. Harem"de başlayıp mezarda biten büyük aşkın yaşandığı mekanları gezdi.


Kanuni Sultan Süleyman"ın eşinin hayat hikayesini anlatan "Roksolana" filminde Hürrem Sultan rolünü oynayan Olga Sumska İstanbul"daydı. Ünlü oyuncu, ilk kez geldiği İstanbul"da, yüzyıllar önce yaşanan büyük aşkın izlerini sürdü. "Bizim kızımız" dediği Hürrem Sultan"ın mezarını ziyaret edip hasret giderdi.

Ukraynalı oyuncu Olga Sumska, uçaktan iner inmez doğruca Topkapı Sarayı"nın yolunu tuttu. Ulu çınarların gölgelediği avluyu koşar adımlarla geçen "Roksolana", film setlerinde yapay olarak inşa edilen gizemli mekanlara ulaştığında nefes nefese kalmıştı. Hürrem misali, Topkapı"nın sayısız odaları arasında koşturan Sumska, Osmanlı tarihinin en güçlü kadınının ve Doğu ile Batı"nın en büyük hükümdarının yaşadığı mekanı adım adım dolaştı. Çekimler sırasında giydiği elbiselerin gösterişsiz ve kötü olduğunu düşünen Sumska, padişah ve ailesine ait kıyafetleri görünce önce çok şaşırıyor. Ardından, dünyada her şeye gücü yetebilecek bir devletin merkezindeki insanların ne kadar mütevazı hayatlar sürdüğünü anlıyor. sade ama büyük bir sabırla işlenmiş kıyafetleri uzun uzun inceleyip, insanların büyük bir incelikle ruhunu oraya aktardığını fark ediyor.

Sumska, hayallerindeki ve tablolardaki İstanbul"u sadece Topkapı Sarayı"nda bulabilmiş. Gözleri, sarayın bahçesinde ölümsüz aşkı sembolize eden büyük bir heykeli, kubbeli odaların duvarlarına asılmış Hürrem Sultan tablolarını arıyor fakat bulamıyor. Bunun nedenini anladığında ise hayli duygulanıyor. Nemlenen gözlerini başka bir yöne çevirip, "Koskoca Osmanlı padişahı eşi için koca bir portre yaptırabilir, pahalı bir heykel diktirebilirdi. Böylece hiç unutulmazdı. Ama bunun yerine çeşmeler, hastaneler, hanlar yaptırmış, üzerine de eşinin adını yazmış. Bu da unutulmazlığa giden başka bir yol. Böylesi insanlığa daha yararlı. Bu felsefe benim çok hoşuma gitti. Bunları ilk kez fark ettim. Osmanlıdan kalan bütün eserlerde insanilik var" diyor.

Ukrayna"daki rivayetlere göre, Katolik bir papazın kızı olan Roksolana, düğün gecesi yapılan baskında kaçırılmış. Esir tüccarları tarafından satılarak, Karadeniz üzerinden İstanbul"a, oradan saraya getirilmiş. Daha sonra Osmanlı sarayının ilk yabancı kökenli hasekisi olmuş. Sumska, Batı kaynaklarında haremin bir kafes olduğunu, içeride yüzlerce esir kızın bulunduğunu, oraya girenin bir daha çıkmadığını okuduklarını anlatıyor. Ancak İstanbul"da bunların doğru olmadığını öğrenmiş. Bir genç kızın en düşük seviyeden, padişahın eşliğine kadar yükselebilmesinin, dünya kanunuyla açıklanamayacak gerçek bir aşkla mümkün olabileceğini söylüyor. "Bence bu kaderden başka bir şey değil" diyor. Her şeye rağmen Harem"deki herkesin hayatından memnun olduğunu zannetmediğini anlatan Sumska, buna rağmen Hürrem Sultan"ın o noktaya kadar çıkmış olmasına imrendiğini belirtiyor. Bu cevap üzerine sırada bekleyen soruyu yöneltiyoruz. "Hürrem Sultan"ın yerinde olsaydınız, sonunda gerçek aşkı bulacağınızı bilseniz tüm de bu acıları yaşamayı göze alır, Kanuni"yle evlenir miydiniz?" Cevabı yalın ve kadınca: "Kadın âşık olacak, zorlukları da görecek ama ona rağmen gerçek aşkı reddedecek. Böyle bir kadın bilmiyorum. Ne kadar zor olacağını bilirse bilsin her kadın bunu kabul eder. Ben de kadın olduğuma göre..."

Bütün padişahların eşleri olduğuna ama tarihin en çok ondan bahsettiğine dikkat çeken Sumska, Ukraynalı kadınlara pay çıkartıyor: "Padişahı etkileme sebeplerinden biri de onun cesareti, kendi başına düşünebilmesiydi. Zaten Ukrayna kadınlarının özelliğidir güçlü karakterli, etkileyici olma. Kendi sesinin her zaman duyulmasını ister. Yine de onu şu anda yüzde yüz anlayabildiğimizi söyleyemeyiz. Padişahların Hürrem Sultan"dan sonra da Ukraynalı eşleri oldu. Bu da bizim öğünebilmemiz için şüphe kabul etmeyen bir sebeptir. Ayrıca biz Süleyman"ı koskoca bir padişah olarak görüyoruz. Hürrem Sultan tutkuyla bağlandığına göre Süleyman da ilginç bir erkek olmalı!"

Gelelim saray entrikalarına. "Hürrem Sultan"ın önce Gülbahar Hatun"u ardından Gülbahar Hatun"dan olma veliaht Sultan Mustafa"yı boğdurtmasına ne demeli?" Sumska, Hürrem Sultan"ın bu politik operasyonlarının oğullarını kurtarmak için "annelik duygusuyla" gerçekleştirildiğini savunuyor.

Olga Sumska, Topkapı"dan ayrıldıktan sonra Süleymaniye"deki Hürrem Sultan Türbesi"nin yolunu tutuyor. Yol boyunca peşinde flaşlar patlayan, objektiflere poz veren sinema yıldızı, Mimar Sinan tarafından inşa edilen türbeden içeri girince matem havasına bürünüyor. Hürrem Sultan"ın başucundaki yazıyı okuyup tabutunu okşayan Sumska, gözyaşlarını tutamıyor. Uzun bir süre canlandırdığı karakterin başucunda oturup hasret giderdikten sonra Süleymaniye Camii"ne giderek dua ediyor. Sumska, türbedeyken hissettiği duygularını şöyle açıklıyor: "Türbeye girmeden önce böyle bir atmosfere girebileceğimi bilmiyordum. Ben Hürrem Sultan rolünün gerçekçi olması için bunca yıllık emeğimi, tecrübemi, ruhumu verdim. Oraya girince manevi bir bağlantı oldu. O, dinini değiştirmiş bir kişi. Büyük bir iştir din değiştirmek. Orada bilinmez bir nokta var. Demek ki, yaratan bizi birleştirdi. Kendime ne kadar yakın olduğunu hissettim. Bizim bir kızımız, burada yatıyor ve ömrünü bu millete, bu milletin padişahı Sultan Süleyman"a adamış. Aynı zamanda bu noktalara kadar gelebilmiş. Bu yüzden gurur duydum. Hep bu yerleri görmenin hayaliyle yaşadım."

Hürrem Sultan"ın adını taşıyan her mekanı ziyaret eden Sumska"nın son durağı Ayasofya ile Sultanahmet Camii arasındaki Haseki Hürrem Hamamı. Günün yorgunluğunun Osmanlı yemeklerinin ikram edildiği bir ziyafet salonunda, Darüzziyafe"de atılmasına karar veriliyor. Osmanlı lezzetlerine kırmızı mercimek, sebze çeşitleri ile misket köfte konularak yapılan Süleymaniye çorbasıyla giriş yapılıyor. Fukara keşkülüne sıra geldiğinde sohbet iyice koyulaşıyor. Birçok oyuncunun aile hayatının olmadığını, iki çocuk sahibi bir anne olarak sinemayı nasıl yürüttüğünü soruyoruz. Kaprissiz sanatçının cevabı anlamlı: "Ukrayna"da genellikle kadınlar aileye düşkün. Biz de büyük bir aileyiz. Aile olarak sinemaya, tiyatroya bağlıyız. Ailevi değerlere çok önem veririz. Benim annem de, kızkardeşim de ünlü birer sinema ve tiyatro oyuncusu. Ben çocuk yapmamayı günah kabul ediyorum. Eğer çocuk olmazsa yaşamın bile değeri kalmaz. Çekim zamanlarında bile hep emzirirdim çocuklarımı. Çocuğun yeni yeni kelimeler öğrenişini, yeni davranışlar kazandığını görmedikten sonra hayatın da değerinin kalmayacağını zannediyorum."

1995 yılına kadar çok sayıda filmde rol almasına rağmen Olga Sumska, Roksolana dizisiyle ünlenmiş. Avrasya"daki Müslüman topluluklar bir Müslümanı oynadığı için, Ukraynalılar ise milli kahraman olarak kabul ettikleri Roksolana"yı sevdikleri için onu bağırlarına basmış. Sumska, Avrasya"da Roksolana, nam-ı diğer Hürrem Sultan"la bütünleşmiş. Sokaktaki çocuklar bile kendisine "Roksolana Teyze" diye hitap ediyormuş. Rolün üzerine yapışma tehlikesi olsa da o bundan gurur duyuyor. Yönetmenler ve oyuncular, evinde televizyonu olan her Ukraynalının Galiçya"da dünyaya gelen ve 16. yüzyılı etkileyen bu kızın hikayesini derinlemesine anlamasını istiyor. Ruhatin şehrinde Hürrem Sultan adına bir heykel bile dikmişler. Sempatik oyuncunun en büyük isteği Avrasya"nın yanı sıra İsrail ve Avustralya"da ilgiyle izlenen filmin Türkiye"de de gösterime girmesi. Geçtiğimiz hafta resmi bir ziyaret için Kiev"e giden Başbakan Tayyip Erdoğan"ın bu konu çok kolay çözebileceğini düşünüyor. Eskiden Reşat Nuri Güntekin"in Çalıkuşu romanını okuyup, filmini de defelarca seyrettiğini anlatan Sumska, 20-30 yıllık bir kriz döneminden sonra Türk sinemasının yeniden canlanmasına seviniyor. Teklif gelmesi halinde Türk filmlerinde oynamak istediğini söylüyor.

Hanımefendi tavırları ile ön plana çıkan Ukraynalı oyuncuya, Avrasya diyaloğuna katkılarından dolayı Diyalog Avrasya Platformu tarafından ödül verildi. "Gördüklerim, hissettiklerim karşısında şaşkına döndüm!" diyen Olga Sumska, üç günlüğüne geldiği İstanbul"dan ayrıldı. Alıcılarınızın ayarlarıyla oynarsanız, Avrasya"nın en büyük televizyonu NTV"de yayınlanmaya başlayan Hürrem masalını izleyebilirsiniz.

M.Yaşar Durukan