Fâtih Sultan Mehmed Hân (k.s.) İstanbul’u fethetmek suretiyle Osmanlı Devleti’nin Asya ve Avrupa toprakları arasındaki birliğini tesis etmiştir. Çünkü o güne kadar devlet, gövdesinden ikiye ayrılmış halde idi. Hz. Fâtih, fetih öncesinde Boğazkesen Hisarı’nı 4,5 ay gibi kısa bir sürede inşa ettirdi. Böylece Yıldırım Hân’ın yaptırdığı Güzelce Hisarı ile İstanbul Boğazı iki yandan kontrol altına alınmış oldu.

Akşemseddin (k.s.) hazretleri, fetih öncesinde Sultan’a

“Cihâda var, ben de seninle bile gelirim!..”

“Siz, sizi sâir halk gibi zannetmiyesüz. Islâh-ı memleketten gayrı nesneye iştigâl göstermeyesüz!..” diyordu.

Sultan da hocası hakkında vezîri Mahmud Paşa’ya; “Bu pîr’e hürmetim ihtiyarsızdır. Yanında heyecanlanırım, ellerim titrer. Diğerlerinin ise benim yanıma gelince heyecandan elleri titrer” demiştir.

Fethedildiği güne kadar İstanbul birçok muhâsara görmüş, sadece Osmanlılar tarafından 6 defa muhâsara edilmişti. Fetih için 53 gün süren muhâsarada; padişahın zekâ, bilgi, irâde, yiğitlik, îman ve teknik gücü neticeyi tâyin etmiştir. Nitekim Sultan, o güne kadar yapılan muhâsaraların harp tekniği bakımından doğru ve yanlış yönlerini tesbit ederek muhârebe planını çizmiştir. Muvaffâkiyetin en mühim unsurlarından birisi budur.

İstanbul, o güne kadar umumiyetle karadan kuşatıldığı için deniz yoluyla yardım alabilmişti. Padişah Anadolu ve Rumeli yakasındaki hisarlar yanında denizden gelecek yardımlara da mâni olabilmek için tedbirler almıştır. Ayrıca 73 gemiyi, karadan kızaklar üstünde çektirerek, bir gecede dağlar bayırlar aşırtıp Haliç’e indirmiştir.

Osmanlı kuvvetlerinin şehre ilk hücumu 18 Nisan, ilk deniz savaşı ise 20 Nisan’dır. Bu sırada üç Ceneviz, bir Bizans gemisi Türk gemilerini aşarak Haliç’e girince Hz. Fatih hiddetinden atını denize sürmüştür. Sultan, mağlup kumandan Baltaoğlu’nu azlederek yerine Hamza Bey’i tâyin etmiştir. İşte bu hâdiseyi tâkiben 21 Nisan’ı 22’ye bağlayan gece gemiler, karadan Haliç’e indirilmiştir.

1998-05-29
Fazilet Takvimi