BENİ HAKSIZ YERE İDAM ETTİRİYOR

II. Viyana kuşatmasından sonra, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın, İbrâhim Paşa için idam hükmünü verdiğini... Ecel terleri arasında, yılların tecrübesine sahip İbrahim Paşa'nın ise dilinden,

“Beni haksız yere idam ettiriyor. Fakat Sultân'ıma söyleyin: ‘Merzifonlu'yu vazifesi başında tutsun; Devlet-i Âliye'yi bu girdaptan ancak o çıkarır” cümlelerinin döküldüğünü...

Biliyor muydunuz?

Evet, haksız yere idam edildiğine kani olan paşa, millet hayatında devlet adamının ehemmiyetini bildiği için, onun değerine ve lüzûmuna işâret ediyordu. Çünkü, “kaht-ı ricâl (adam kıtlığı)” sıkıntısının ne olduğunu ve yetişmiş insanın, şalgam gibi tarladan toplanmadığını biliyordu.

Kabiliyeti, istidadı, dürüst hareketleri ve sağlam mizâcı ile ihtiraslarına gem vurabilme hasletlerine sahip adamların; muhtelif vak‘alar ve çeşitli hâdiselerle pişerek, belli makam ve mevkilerde tecrübeler kazanarak yetiştiğinin şuur ve idrâkinde idi. Onların yetişmelerini engellemek, veya yetişmiş olanlarına köstek olup onları saf dışı bırakmak gibi bayağılıklar ona yakışmazdı.

Hâsılı ecdâdımız buydu. Ne güzel bir hakşinaslık misâli değil mi?

Ama bugünkü vaziyetimize baktığımızda, onların bu hâlinden örnek almadığımız da ortada! Zira o güzel hasletlerin tam tersi bir manzara ile karşı karşıya bulunduğumuz, inkâr edilemez bir gerçek!

2000-07-14
Fazilet Takvimi