Yahya Efendi

Komedyen hamdi alkan muhteşem yüzyıl dizisine kanuninin süt kardeşi olan yahya efendi raolü ile girecek..

Oyunculuğunda yeni bir ivmeye girecek olan hamdi alkanı yeni dönemde ekranlarda görmeye devam edeceğiz..

Şok şok inanılmaz ama gerçek sonunda bunu da yaptılar..

Yok efendim süt kardeş yahya efendi siyonistmiş.. Bunu iddia edenlerin kendileri sİYONİST ya da siyonist uşağının ta kendisidir..

Yahya efendi islam büyüğü alimlerden ve Allah dostudur. İmam Gazali için bile sebataist diyebilecek kadar alçalanlar, yahya efendi siyonist demiş çok mu?

17. yy da ortaya çıkan sebatislere kendisinden 600 yıl önce gelen imam gazali nasıl sebataist olamayacağı gibi, 19. yy da ortaya çıkmış siyonistlerle 16. yy da yaşamış 300 yıl önceki birisi nasıl tabi olabilir..

düşünsenize 400 yıl sonra çıkacak bir akım içine bugün sizi nasıl dahil edebilirler?

dizideki seneryoya gore mihrimah sultan gonlunu bir sair olan yahya ef endiye kaptiriyor..

ve sirf onu gorebilmek icin manisaya gidiyor. manisada has bahcede gorusebilemek icin mesaj gonderiyor. yahya efendi de hic korkusuz buna cevap veriyor..

gunumuz kilasik dizilerine bakip tarihi diziyede boyle bir seneryo yazarsan olacagi budur.

padisahin kizlarinin da arka bahcelerde fingirdesmesini izlemek duaer bize.. icleri fesad olanlarin yazacaklari seneryo da fesad dolu olacaktir

ve hasbahcede mihrimahla bulusuyorlar

“NEME LÂZIM, BE SULTANIM!”

Kanuni Sultan Süleyman Hân (rh.), en yüksek duruma getirmiş olduğu devletin âkıbetini hayal eder. Günün birinde Osmanoğulları da inişe geçer, çökmeye yüz tutar mı, diye düşünmeye başlar.

Bu gibi soruları çoğu zaman süt kardeşi meşhur âlim Yahyâ Efendi’ye sorduğundan bunu da sormaya niyet eder. Güzel bir hatla yazdığı mektubu, keşfine inandığı Yahyâ Efendi’ye gönderir. Mektup kısaca (mealen) şöyledir:

“Sen ilâhî sırlara vâkıfsın. Kerem eyle de bizi aydınlat. Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğulları’nın âkıbeti nasıl olur? Bir gün olup da izmihlâle uğrar mı?”
Mektubu okuyan Yahyâ Efendi’nin cevabı bir bakıma çok kısa, bir bakıma da çok uzundur: “Neme lâzım, be Sultânım!”