Ahmet Tezcan
Muhteşem Yüzyıl'ı bırak, Fiilin Çatısı'na bak! Durum vahim!
Farkında bile değilim. Kızımın odasına daldığım an yedim paparayı:
"Heey dostum n'aptığını sanıyorsun sen? Kapıyı vurmadan nasıl girersin? Kanuni Sultan Süleyman'ın yatak odası mı burası?"
Tepem attı!
Babasına "Hey dostum" diye hitap eden 14 yaşındaki bir kız çocuğunun, seyrettiği Amerikan filmlerinin Türkçe seslendirmelerinden etkilenmesi doğal bir şeydir. Bunu anlarım! Tepemi attıran "hey dostum" değil, kızımın öp-öz Türk dizi filmlerini seyrediyor olmasıydı.
"Bana bak!" dedim. "Benden ya da annenden izin almadan nasıl Türk dizisi seyredersin sen? Fatmagül olayında yasak koymamış mıydık?"
Bizimki tınmadı bile. Twilight roman serisine nazire olarak yazdığı hikaye defterini bırakıp yüzünü buruşturdu: