Sürgünde bir şehzade CEM SULTAN

Cem Sultan'ın 13 yıl süren padişahlık mücadelesi süresince kurduğu hayallere ışık tutan M. Turhan Tan, okuru yenilgi ve ihanetlerin ayrıntılarına davet ediyor


Ünlü Tarihçi-Yazar M. Turhan Tan, tarafından yarım asır önce kaleme alınan Cem Sultan isimli tarihi roman, Çağrı Yayınları'nın titiz çalışmasıyla gün yüzüne çıkartıldı. Tarihin en çok tartışılan şahsiyetlerinden biri olan Cem Sultan'ı daha yakından tanımamıza yardımcı olan Tan'ın kitabı, yalın anlatımı ve akıcı kurgusuyla dikkat çekiyor. Cem Sultan'ın 13 yıl süren padişahlık mücadelesi süresince kurduğu hayallere ışık tutan yazar, yenilgi ve ihanetlerin detaylarına davet ediyor okuru.

Sürgünlerde geçen bir hayat

Fatih Sultan Mehmet Han'ın ağır bir hastalık geçirerek vefat etmesinin ardından Nişancı Mehmet Paşa, Amasya valisi bulunan Beyazıt'a mektup yazar ve saltanatın kendisine geçtiğini müjdeler. Nişancı Paşa aynı dakikalarda Karaman valisi olan Cem Sultan'a da bir ulak gönderir. Cem Sultan'a yazılan mektupta da şu satırlar yer alır; "Babanız öldü, kardeşinize de haber uçuruldu. Allah yardımcınız olsun" Cem Sultan'a gönderilen ulak Kütahya civarında karşısına çıkan bir kervanda gördüğü kızın peşine düşüp vazifesini unutunca haber yerine geç ulaşır. Ulağın takıldığı kervanın sahibi Hacı Çelebi'nin Vezir Mehmet Paşa ile eskilere dayanan bir husumeti vardır ve Cem Sultan'dan da hiç hoşlanmıyordur. Cem Sultan'ın padişah olması halinde Mehmet Paşa'nın görevinden alınacağına inanan Çelebi, ulağı öldürterek haberi kendisi ulaştırır. Babası Fatih Sultan Han'ın ölümüne üzülen ama yıllardır hayalini kurduğu padişahlığa da yaklaşmanın sevincini yaşayan Cem Sultan, annesi Çiçek Hatun ve yanında bulunanların desteğini alarak sultanlığını ilan eder. Cem Sultan, Konya civarında padişahlığını kabul ettirmiştir ve Bursa'yı ele geçirmek ister. Buna izin vermeyen Beyazıt, Cem'in ordusuyla savaşır. Hiç beklemediği ihanetlerle yenilen Cem, çareyi Mısır'a kaçmakta bulur. Bundan sonra hayatı farklı ülkelerde sürgünde geçecektir...

Bir şair olarak Şehzade Cem

M. Turhan Tan, edebi değeri de yüksek olan bu tarihi romanda yaşanan olayların gerçeklik boyutunu dipnotlarla destekliyor. Bu dipnotlardan edindiğimiz bilgilerden en önemlisi şüphesiz Cem Sultan'ın zehirlendiği konusundaki iddia... Romanda Cem Sultan'ı, şehzadeliği yanında kişisel zaaflarıyla da tanıma imkanı sunan yazar, Cem'in savaşçılık yeteneğini, yöneticilik kariyerini ve şairliğini de değerlendiriyor. Gerçek ile hayal arasında gidip gelirken dönemin kültür ve edebiyat hayatına duyacağımız merakın kapısını da aralamayı ihmal etmiyor. Kitapta buna en iyi örneklerden biri Cem Sultan'ın hac dönüşü Beyazıt'a yazdığı mektupta yer alıyor:

Sen bisteri gülde yatarsın şevk ile handan,

Ben kil döşenem külhani mihnette sebep ne?

Beyazıt ise, Cem'in sitemine şu dörtlükle cevap verir:

Çün ruzi ezel kısmet olunmuş bize devlet,

Takdire rıza vermeyesin, buna sebep ne?

Haccülharameynim deyu davalar edersin:

Ya saltanatı dünye için bunca talep ne?

Döneminin tanınmış yazarlarından biri olan Tan'ın asıl adı Mehmet Samih Fethi'dir. Sivas milletvekilliği yapmış ve dönemin bir çok gazetesinde makalesi yayınlanmış olan Tan'ın eserlerinin bir kısmı Yunanca, Fransızca ve Almanca'ya çevrilmiştir. Servet-i Fünun yazarı Tan'ın bugüne dek 17 orijinal eseri Çağrı Yayınları tarafından yayınlandı. Yazarın yayınlanan eserleri arasında; Hürrem Sultan, Hint Denizlerinde Türkler, Cengiz Han, Cinci Hoca, Tarihi Musahabe yer alıyor.

M. Turhan Tan Cem Sultan Çağrı Yayınları 280 sayfa